Sual: (Gören gözün hakkı vardır) diyerek başkasının bağından, bahçesinden meyve yemek günah mıdır? Yahut biz bir şey yiyip içerken, görenlere de vermek gerekir mi? (Biri bize bir hediye getirse, oradakilere de vermek gerektiğini bildiren hadis var) diyorlar. Göz hakkı nedir?
CEVAP
Başkasının bağından izinsiz meyve yemek haramdır. Manavda da, marketlerde de yiyecek içecek görüyoruz, gözümüz gördü, göz hakkı var diye izinsiz yemek haram olur. Marketlerde bir şey yiyen, çıkarken barkodunu veya kabını gösterip parasını verirse mahzuru olmaz.
Bir şey yiyip içerken, yanındakilere de vermek iyi olur. Buna, göz hakkı denir. Vermek şart değildir, ancak yanımızda insanlar varken, (Siz de buyurun) dememek, mürüvvete aykırıdır. Bunun için atalarımız, (Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar) demişlerdir. Ya onların yanında yememeli veya yeniyorsa, onlara da ikram etmek insanlık icabıdır.
Başkalarının yanında size bir hediye gelince, o hediyeyi oradakilere verme mecburiyeti yoktur. (Bir hediye gelince, orada olanlar hediyeye ortaktır) hadis-i şerifi, her hediye için olmadığı gibi, verme mecburiyetini de bildirmemektedir. Göz hakkı gibidir. Mesela bir kalem, bir telefon hediye gelmişse, kırıp oradakilere taksim edilmez.
Gelen hediyeyi de gizli vermek iyi olur.
Kulak hakkı
CEVAP
Başkasının bağından izinsiz meyve yemek haramdır. Manavda da, marketlerde de yiyecek içecek görüyoruz, gözümüz gördü, göz hakkı var diye izinsiz yemek haram olur. Marketlerde bir şey yiyen, çıkarken barkodunu veya kabını gösterip parasını verirse mahzuru olmaz.
Bir şey yiyip içerken, yanındakilere de vermek iyi olur. Buna, göz hakkı denir. Vermek şart değildir, ancak yanımızda insanlar varken, (Siz de buyurun) dememek, mürüvvete aykırıdır. Bunun için atalarımız, (Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar) demişlerdir. Ya onların yanında yememeli veya yeniyorsa, onlara da ikram etmek insanlık icabıdır.
Başkalarının yanında size bir hediye gelince, o hediyeyi oradakilere verme mecburiyeti yoktur. (Bir hediye gelince, orada olanlar hediyeye ortaktır) hadis-i şerifi, her hediye için olmadığı gibi, verme mecburiyetini de bildirmemektedir. Göz hakkı gibidir. Mesela bir kalem, bir telefon hediye gelmişse, kırıp oradakilere taksim edilmez.
Gelen hediyeyi de gizli vermek iyi olur.
Kulak hakkı
Bir arkadaş da, (Göz hakkı gibi, kulak hakkı da var mı?) diye sordu.
Göz hakkı, sırf gördüğü için değildir. Biri gelir, birinden bir şeyler alır gider. Belki de alış veriş yapmıştır veya ödünç bir şey almıştır. Göz sadece görür. Sesli konuşmamışlarsa, ne yaptıklarını anlamak zordur. Kör birinin yanında da, hediye gelse, konuşulunca o hediye olduğunu anlar. Demek gözle görmek şart değil. Mesele onun hediye olduğunu anlamaktır. Kör, görmediği hâlde, işittiği için, (Göz hakkı vardır, ben de isterim) diyebilir. Göz hakkı bir deyimdir, illa gözle görmek gerekmez. İmam-ı Gazâlî hazretleri, (Allah'ın eli vardır) diyen (Mücessime) denilen kâfirlere cevap verirken buyuruyor ki:
(Bağdat, valinin elindedir) denilince, hiç kimse o valinin avucunun içinde olduğunu anlamaz. Çünkü bir şehir, elin içine alınmaz. O hâlde burada, istiare vardır. Valinin eli kesik bile olsa, yine aynı ifade kullanılır. (Allah'ın eli) tâbiri de böyledir. El ile alakası yoktur. (İlcam-ül Avam)
Demek ki, tek başına görmek ve işitmek yetmez. Onun hediye olduğunu da anlamak gerekir. Gözleri görmeyen kimsenin yanında, bir hediye gelse, o da onun hediye olduğunu anlasa, bu da göz hakkına girer.