Sual: Allah’ı, Resulullah’ı, âlimleri ve bir kimseyi tanımak nasıl olur?
CEVAP
Tanımak, sadece ismini duymak demek değildir. Birkaç örnek verelim:
1- Allahü teâlâyı tanımak için, isim ve sıfatlarıyla birlikte ona iman etmek, emir ve yasaklarını kabul edip, elinden geldiği kadar uymaya çalışmak, Onu sevmek ve bildirdiği şekilde Ondan korkmak, sevdiklerini Onun rızası için sevmek, sevmediklerini de yine Onun rızası için sevmemek gerekir.
2- Resulullah efendimizi tanımak için, Allahü teâlânın son Peygamberi olduğuna ve haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak, Onu çok sevmek, bildirdiği dinimize ait emir ve yasakları kabul edip, uymaya çalışmak gerekir.
3- Bir âlimi tanımak için, önce hakiki İslam âlimi olup olmadığı tespit edilir. İcazetli ve Resulullah’a kadar doğru silsilesi olan âlim ve veli bir zat olduğunu anladıktan sonra, Resulullah’ın vârisi olduğuna inanmak, onu sevmek, kitaplarında bildirdiklerini kabul edip itaat etmek gerekir. Eğer bunları yapmıyorsak o âlimi tanımış olmayız.
Âlimin kitabını tanımak demekse, o kitabı okumak, içindeki bilgileri anlayıp onlarla amel etmek demektir. Okumuyorsak veya okusak bile, içindeki bilgilerle amel etmiyorsak, o kitabı tanımış olmayız.
4- Bir insanı tanımak da, kaşını, gözünü bilmek değildir. Salih mi, fâsık mı? Huylu mu, huysuz mu? Cömert mi, cimri mi? Tembel mi, çalışkan mı? Âlim mi, cahil mi? Fedakâr mı, yardımsever mi? Lâf taşır mı? Yalancı mı? Sır tutar mı? Bunun gibi hususiyetleri bilinmezse o kişiyi tanımış olmayız.
Bir âlim, kendini övene buyurdu ki:
(Beni niçin övüyorsun? Öfkeliyken tecrübe ettin de, beni halim selim mi buldun? Benimle yolculuk ettin de, iyi biri olarak mı gördün? Bana bir emanet verdin de, buna riayet ettim mi? Bilmediğin halde beni övmen yanlıştır.)
Hazret-i Ömer, şahitlik için birine, (Seni tanıyan birini getir) dedi. Oradaki biri, (Ben onu tanıyorum) diye ortaya çıktı. Hazret-i Ömer, (Nasıl bilirsin?) diye sordu. O da, (Emin ve âdil biri olarak tanıyorum) cevabını verdi. Hazret-i Ömer, (Yakın bir komşun mu? Gece gündüz ne yaptığını biliyor musun? Bunun huyunu öğrenecek kadar uzun yolculuk yaptın mı?) gibi sorular sordu. Adam hayır diye cevap verince, (Sen onu tanımıyorsun) buyurdu.