Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dünyadaki hakiki bayram, bir günü günahsız ve kul hakkına girmeden geçirebilmektir. Âhiretteki bayram da, Kıyamet günü, mahcup duruma düşmemek, sonra da Cennete kavuşabilmektir.
Resulullah efendimiz, (Yâ Rabbi, ümmetimin günahlarını Kıyamet günü kimseye gösterme! Sadece ben göreyim) diye yalvarıyor. Allahü teâlâ, (Sana olan sevgimden dolayı sana da göstermeyeceğim, senin gözünden de gizleyeceğim) buyuruyor. Bu müjde, bu bayram, Müslüman olanlara yeter!
Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", (Allah için birbirini seven müminler, Mahşer günü, Arş-ı alânın altında gölgeleneceklerdir) buyuruyor. Güneş'in bir mızrak boyu yakın olacağı, hiçbir gölgenin olmayacağı, elli bin âhiret senesi beklenecek olan Mahşer yerinde, o uzun ve dehşetli günde, herkes felaket içindeyken, bir grup insan Arş'ın altında gölgelenecek, çok rahat edecek. Onları görenler, (Acaba bunlar peygamberler midir?) diye soracaklar. Onlara, (Hayır) denecek. (Peki bunlar bu evliya zatlardan mı?) diyecekler. (Hayır) denecek. (Peki, kim bunlar?) diye soracaklar. (Bunlar ümmet-i Muhammed'den olup, Allah için birbirini seven müminlerdir) denecektir.
Allah için olan işte sevgi vardır. Dünya için olan işte sevgi yoktur. Dünyanın tabiatında sevgi yoktur. Allahü teâlâ dünyayı yarattığından beri, bir defa olsun rahmet nazarıyla bakmamıştır. Dünya, nefs ve şeytanın azmasına yardımcı olmaktadır. İnsanın dünyalığı arttıkça nefsi azar, gurur, kibir artar, kontrolden çıkar. Ahireti bırakıp, hep dünyalığı artırmak için gece gündüz çalışmak, ızdırabı, sıkıntıyı, sevgisizliği artırmak, ahmaklık alametidir.
Birbirinizi sevin!
Ehl-i sünnet âlimleri, (Allahü teâlâya şükretmek için birbirinizi sevin) buyuruyorlar. Eğer birbirimizi seversek, çok faydaları var. Birincisi, Allahü teâlâya şükretmiş oluyoruz. Çünkü Allahü teâlâ verdiği nimetinin şükrünü istiyor. Onun şükrü de, müminlerin birbirini sevmesidir. İkinci faydası, dünyada kim kimi severse âhirette onunla beraber olacaktır. Üçüncüsü, birbirini Allah için sevenler, âhirette herkesin gıpta ettiği büyük nimetlere kavuşacak, Allah'ın razı olduğu, sevdiği yerde yani Cennette buluşacaklardır.