Cevap:
Tarihçilere göre, milattan takriben binaltıyüzelli sene önce, Allahü teâlâ, Musa aleyhisselamı Peygamber olarak gönderdi. Musa aleyhisselâm, kendinden önce gönderilen Adem, Nuh, İdris, İbrahim, İshak ve Yakup “aleyhimüsselam” gibi Peygamberlerin, kendi zamanlarında, kendi kavimlerine öğrettikleri, Allahü teâlânın varlığı ve birliği akidesini ve iman edilecek diğer şeyleri, Beni İsrail kavmine öğretti. Farz olan ibadetleri ve muamelata ait hükümleri de, her yere yayarak, Beni İsraili şirkten sakındırmağa çalıştı. Musa aleyhisselâmdan sonra, Beni İsrail çeşitli bela ve karışıklıklara uğradı. Çünkü, Musa aleyhisselâmın öğretmiş olduğu, iman esaslarını terk ederek, dalâlete düştüler. Bunun üzerine Allahü teâlâ, İsa aleyhisselamın, peygamber olarak, Beni İsraile gönderdi.
İsa aleyhisselâm, Allahü teâlânın varlığı ve birliği demek olan, tevhidi ve diğer iman esaslarını yayıp, öğreterek, doğru yoldan ayrılanların hidayetine çalıştı ve Musa aleyhisselâmın dinini kuvvetlendirdi.
İsa aleyhisselâmdan sonra, Ona tabi olanlar, daha önce Beni İsrailin doğru yoldan ayrıldıkları gibi, İsa aleyhisselâmın bildirdiği doğru imandan ayrıldılar. Daha sonra, günbegün İncil denilen kitaplar ve Hristiyanlığa ait risaleler yazdılar. Değişik yerlerde çeşitli ruhban cemiyetleri teşekkül ederek, birbirlerine tamamen zıt kararlar aldılar. Böylece birbirinden tamamen farklı yetmişiki fırka ortaya çıktı. Bunlar, tevhid esasını ve İsa aleyhisselâmın dinini tamamen terk ettiler. Çoğu putperest ve kâfir oldu. Bunun üzerine Allahü teâlâ, sevgilisi ve Peygamberlerin en üstünü olan Muhammed aleyhisselâmı, âhır zaman Peygamberi olarak, yer yüzüne [insanlara] gönderdi.
Musa aleyhisselâmın tebliğ ettiği dinin emirlerinin çoğu zahiri amellere ve İsa aleyhisselâmın emirlerinin çoğu da, kalp bilgilerine ait idi. Bunların her ikisini de, kendinde toplayan, en kamil, en son ve en mükemmel (üstün) din olmak üzere, Allahü teâlâ, İslamiyeti ve bu dine mahsus olan kitabı (Kur’ân-ı kerim)i Muhammed aleyhisselâma indirdi.
Allahü teâlâ, şanı yüce Peygamberimize, melek vasıtası ile, vahiy göndererek, bütün insanlara, Musa aleyhisselâmın dininin emir ettiği zahiri amellerden ve İsa aleyhisselâmın dininin emir ettiği batıni edeplerden asra ve zamana uygun olanları içine alan ve bunlara zahiri ve batıni pek çok hakikatleri ekleyen en mükemmel İslam dinini bildirdi.
İman, yani Allahü teâlânın birliği akidesi, bütün semavi dinlerde başka başka olmayıp, hepsi, tevhid esası üzerine kurulmuştur. Dinlerin aralarındaki fark, sadece ibadet bilgilerindedir. (Cevâb Veremedi s. 9)