Cevap:
Malı kendi bedeni için kullanmadığı zaman, hakkı, yani lüzumu olmayan yere, az da sarf etmek israf olur. Mesela, malı ateşte yakmak, denize atmak böyledir. Lüzumu olan yere, lüzumundan fazla vermek de israf olur. Mesela, çoluk çocuğuna ihtiyaçlarından fazla şeyler vermek israf olur. İhtiyaç, İslâmiyetin gösterdiği miktarlar ile ve memleketin âdetine göre belli olur. Görülüyor ki, malı sarf edecek yerleri ve kendi malındaki başkalarının hakkını öğrenmek lazımdır.
İnsanın, kendi malında bulunan, başkasının hakkını ödemesi, israf değildir. Bu hakları hemen vermek lazımdır. Bu hakların en mühimi, zekâttır.
***
Sual: Yemek yemeye ve su içmeye başlamadan önce veya bitirdikten sonra ne denir?
Cevap:
Sual: Yemekten önce ve sonra elleri yıkamalı mıdır ve yıkamada öncelik sırası kime, kimlere aittir?
Cevap:
Sual: İtikatta bidatler aynı mıdır, farklı tarafları nelerdir?
Cevap:
Cevap:
İnsanın, kendi malında bulunan, başkasının hakkını ödemesi, israf değildir. Bu hakları hemen vermek lazımdır. Bu hakların en mühimi, zekâttır.
***
Sual: Yemek yemeye ve su içmeye başlamadan önce veya bitirdikten sonra ne denir?
Cevap:
Yemeye ve içmeye başlarken Besmele okumalıdır. Yeme ve içme sonunda Elhamdülillah demelidir. Bunları söylemek ve yemekten önce ve yemekten sonra el yıkamak, sağ el ile yemek ve içmek sünnettir. Resûlullah efendimizin yemekten sonra okuduğu ve okunmasını emrettiği dualar, Şir'at-ül-islâm şerhinde ve Mevâhib-i ledünniyyede yazılıdır. Yemektekilere hatırlatmak için Besmele, yüksek sesle söylenebilir. Hazînet-ül-me'ârif kitâbı, Ebû Dâvud, Mu'âz bin Cebel ve Enes bin Mâlik hazretlerinden gelen şu hadîs-i şerifi nakletmektedir:
(Bir kimse, yemek yedikten sonra, Elhamdülillahillezî at'amenî hâzet-ta'âm ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve lâ-kuvvete derse, geçmiş ve gelecek günahlarından çoğu af olunur. Yeni bir elbise giydiği zaman, elhamdülillahillezî kesânî hâzessevb ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve lâ kuvveh derse, geçmiş ve gelecek günahlarından çoğu af olunur.) Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri de, yemeklerden sonra, şu duayı okurlardı:
(Elhamdülillahillezî eşbe'anâ ve ervânâ min-gayri-havlin minnâ ve lâ kuvveh. Allahümme at'imhüm kemâ at'amûnâ!)
***
(Bir kimse, yemek yedikten sonra, Elhamdülillahillezî at'amenî hâzet-ta'âm ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve lâ-kuvvete derse, geçmiş ve gelecek günahlarından çoğu af olunur. Yeni bir elbise giydiği zaman, elhamdülillahillezî kesânî hâzessevb ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve lâ kuvveh derse, geçmiş ve gelecek günahlarından çoğu af olunur.) Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri de, yemeklerden sonra, şu duayı okurlardı:
(Elhamdülillahillezî eşbe'anâ ve ervânâ min-gayri-havlin minnâ ve lâ kuvveh. Allahümme at'imhüm kemâ at'amûnâ!)
***
Sual: Yemekten önce ve sonra elleri yıkamalı mıdır ve yıkamada öncelik sırası kime, kimlere aittir?
Cevap:
Yemekten evvel el yıkarken, önce gençler, yemekten sonra, önce yaşlılar yıkar. Yemekten sonra elleri kâğıtla silmenin caiz olmadığı, Fetâvâ-yı Hindiyyede yazılıdır.
***
***
Sual: İtikatta bidatler aynı mıdır, farklı tarafları nelerdir?
Cevap:
Bidat, ikiye ayrılır: İtikatta ve ibadet olan işlerde bidatlerdir. İtikatta olan reformlar, ya ictihad ile yapılır. Yani âyet-i kerimelerden ve hadîs-i şeriflerden çıkarılır. Yahut, akıl ile, düşünce ile beğenilerek yapılır. İctihad yapabilmek için derin âlim, yani (müctehid) olmak lâzımdır. Müctehid, itikat bilgilerinde ictihad yaparken yanılırsa, af olmaz. Suçlu olur. Yanlış anladığı inanılacak şey, dinde açıkça bildirilmiş ve cahillerin bile işitip bildiği, yayılmış bilgilerden ise, bu müctehid ve buna inananlar kâfir olur. Kâfir olduğu anlaşılan bir kimse, bu küfründen tevbe etmedikçe, mümin ve Müslüman olduğunu söylese ve bütün ömrünü ibadetle geçirse de, küfürden kurtulamaz.
Açık bildirilmiş, fakat herkesin işitmemiş olduğu bilgilerden veya açık bildirilmemiş bilgilerden ise, kâfir olmazlar. (Bidat sahibi), (Dalâlet ehli) yani sapık olurlar. Bu yanlış inanışları, katl ve zina gibi büyük günahlardan da daha büyük günahtır. Yetmişiki türlü bidat fırkası bulunacağı ve sapık inanışları sebebiyle hepsinin Cehenneme gidecekleri, hadîs-i şeriflerde bildirilmiştir. (Fâideli Bilgiler s. 435)
***
Açık bildirilmiş, fakat herkesin işitmemiş olduğu bilgilerden veya açık bildirilmemiş bilgilerden ise, kâfir olmazlar. (Bidat sahibi), (Dalâlet ehli) yani sapık olurlar. Bu yanlış inanışları, katl ve zina gibi büyük günahlardan da daha büyük günahtır. Yetmişiki türlü bidat fırkası bulunacağı ve sapık inanışları sebebiyle hepsinin Cehenneme gidecekleri, hadîs-i şeriflerde bildirilmiştir. (Fâideli Bilgiler s. 435)
***
Hicri yılbaşı
Sual: Hicri yılbaşında ne yapılmalıdır?Cevap:
Muharrem ayının birinci gecesi, Müslümanların kamerî yılbaşı gecesidir. Müslümanların şemsî yılbaşı gecesi ise, efrencî Eylül ayının yirminci gecesidir. Muharrem ayı, İslam kamerî senesinin birinci ayıdır. Muharrem ayının birinci günü Müslümanların kamerî senesinin, birinci günüdür. Kâfirler, kendi yılbaşıları olan ocak ayının birinci gecesinde, noel baba yapıyorlar. Güya Hristiyan dininin emrettiği küfürleri işliyorlar. Bu gecede tapınıyorlar. Müslümanlar da, kendi sene başı gecelerinde ve günlerinde müsafeha ederek, mektuplaşarak tebrikleşir. Birbirlerini ziyaret eder, hediye verirler.
Sene başını mecmua ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için dua ederler. Büyükleri, akrabayı, âlimleri evinde ziyaret edip dualarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakirlere sadaka verirler. Bu geceyi ihya etmeli, yani kaza namazları kılmalı, Kur’ân-ı kerim okumalı, dua, tövbe etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmeli, bunların sevablarını ölülere de göndermelidir. Bu gecelere saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günah işlememekle olur. (Tam İlmihal s. 355)
Sene başını mecmua ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için dua ederler. Büyükleri, akrabayı, âlimleri evinde ziyaret edip dualarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakirlere sadaka verirler. Bu geceyi ihya etmeli, yani kaza namazları kılmalı, Kur’ân-ı kerim okumalı, dua, tövbe etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmeli, bunların sevablarını ölülere de göndermelidir. Bu gecelere saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günah işlememekle olur. (Tam İlmihal s. 355)