Sual: Bazı hadis-i şeriflerde, şunu yapanın bütün günahları affolur deniyor. Bunlara büyük günahlar da dâhil midir? Mesela kumar, içki, faiz, zina, katillik, gasp, namaz kılmamak, oruç tutmamak gibi büyük günahlar da dâhil midir?
CEVAP
Fıkıh bilgisi, hadis-i şeriflerden öğrenilmez. Hadis-i şeriflerin açıklaması, nakli esas alan ilmihal kitaplarından öğrenilir. Mesela hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Abdest alanın bütün günahları affolur.) [Müslim]
(Her gün üç kere, Âdem aleyhisselama salevat getirenin yani “Salevatüllahi alâ Âdeme” diyenin bütün günahları affolur.)[Deylemi]
(Hacca giderken veya gelirken ölenin, bütün günahları affolur.)[İsfehani]
(Her namazdan sonra 3 kere, “Estağfirullahel azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” okuyanın, bütün günahları affolur.) [İbni Sünni]
(Cuma günü sabah namazından önce, “Estağfirullahel azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh”okuyanın, bütün günahları affolur.) [İbni Sünni]
(Her namazdan sonra 33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahü ekber sonra, “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh, lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir”diyenin deniz köpüğü kadar günahı olsa da affedilir.) [Müslim]
(İşrak vakti iki rekât namaz kılanın, bütün günahları affolur.) [İ. Ahmed]
(İki Müslüman, selamlaşıp müsafeha eder [tokalaşır] ve bir de bana salevat-ı şerife okursa, anadan yeni doğmuş gibi bütün günahları temizlenir.) [R. Nasıhin]
Bu hadis-i şerifler, şartsız söylendiği için, bazı şartları var demektir. Bütün günahların affolması için bazı şartlar vardır:
1- İtikadın doğru olması şarttır. Ehl-i sünnet itikadında olmayanın, bid’at ehli olanın hiçbir ibadeti kabul olmaz.
2- Farzları yapıp haramlardan kaçmak şarttır. Mesela namaz kılmayan veya zina eden kimse, bin Müslümanla tokalaşsa da günahları affolmaz.
3- Günahlara tevbe etmek ve kul haklarını ödemek de şarttır.
4- O işleri ibadet olarak yapmaya, niyet etmek de şarttır.
5- Bir de bütün günahlar denince, büyük günahlar anlaşılmaz; genelde küçük günahlar anlaşılır. Yani yukarıda bildirilenler küçük günahlardır. Buna rağmen, hiç yapamıyorsak, yapabildiğimiz kadarını da elden kaçırmamalı. Ayrıca, tevbe edince, büyük günahlar da affolur.
***
Sual: Amelin, imandan bir parça olmadığını biliyoruz, fakat (İman, dille ikrar, kalble tasdik ve uzuvlarla amel etmektir) mealindeki hadis-i şerifin manası nedir? Günah işleyene kâfir denebilir mi?
CEVAP
Asla denemez. İmam-ı Gazâli hazretleri bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyor:
Bir hadis-i şerifte, (İkrar ettiği şeyi, inkâr etmeyen, kâfir olmaz) buyuruldu. Bir Müslüman günah işleyince, tasdik ettiği imanın esaslarını inkâr etmiş olmuyor. Ahirette yalnız imansızlara şefaat edilmez. Bu da, şefaat edilen günahkârların kâfir olmadığını gösterir. (İman, kalble tasdik, dille ikrar ve uzuvlarla ameldir) ifadesinin mânâsı şudur:
İnsanda iman, vücuttaki baş gibidir. El, kol gibi uzuvlar da, ameller gibidir. Elsiz, kolsuz insan olursa da, başsız insan olmaz. Normal bir insan tarif edilirken, bütün uzuvlarıyla tarif edilir. Yani bazı uzuvları eksik olsa bile insan yine insandır. Bunun gibi, kâmil mümin tarif edilirken, amel de dâhil edilerek bildirilmiştir. Elsiz ayaksız kimseye (Yaşayan ölü) dendiği gibi, büyük günah işleyene de, (Kâmil mümin değildir) manasına (Mümin değildir) buyurulmuştur. (İhya)
CEVAP
Evet hemen sağına selam verip cemaate uyar. Sadece akşam ve sabah namazında, birinci rekâtta secde ettikten sonra da, namazı bozup cemaate uyar, fakat ikinci rekâtın secdesini yaptıysa, cemaate uymayıp namazını tamamlar. Diğer namazlarda böyle değildir.
Dört rekâtlı farzlarda, birinci rekâtın secdesini yapmadıysa, yine hemen sağına selam verip cemaate uyar. Birinci rekâtın secdesini yaptıysa, iki rekât kılıp selam verir. Üçüncü rekâtın secdesini yapmadıysa, ayakta bir tarafa selam verip bozar ve cemaate katılır. Üçüncü rekâtın secdesini yaptıysa, dört rekâtı tamamlar.
CEVAP
Asla denemez. İmam-ı Gazâli hazretleri bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyor:
Bir hadis-i şerifte, (İkrar ettiği şeyi, inkâr etmeyen, kâfir olmaz) buyuruldu. Bir Müslüman günah işleyince, tasdik ettiği imanın esaslarını inkâr etmiş olmuyor. Ahirette yalnız imansızlara şefaat edilmez. Bu da, şefaat edilen günahkârların kâfir olmadığını gösterir. (İman, kalble tasdik, dille ikrar ve uzuvlarla ameldir) ifadesinin mânâsı şudur:
İnsanda iman, vücuttaki baş gibidir. El, kol gibi uzuvlar da, ameller gibidir. Elsiz, kolsuz insan olursa da, başsız insan olmaz. Normal bir insan tarif edilirken, bütün uzuvlarıyla tarif edilir. Yani bazı uzuvları eksik olsa bile insan yine insandır. Bunun gibi, kâmil mümin tarif edilirken, amel de dâhil edilerek bildirilmiştir. Elsiz ayaksız kimseye (Yaşayan ölü) dendiği gibi, büyük günah işleyene de, (Kâmil mümin değildir) manasına (Mümin değildir) buyurulmuştur. (İhya)
Cemaate uymak
Sual: Yalnız başına farzı kılanın yanında, sabah veya akşamın farzı cemaatle kılınmaya başlansa, o kişi namazı bozup imama uyabilir mi?CEVAP
Evet hemen sağına selam verip cemaate uyar. Sadece akşam ve sabah namazında, birinci rekâtta secde ettikten sonra da, namazı bozup cemaate uyar, fakat ikinci rekâtın secdesini yaptıysa, cemaate uymayıp namazını tamamlar. Diğer namazlarda böyle değildir.
Dört rekâtlı farzlarda, birinci rekâtın secdesini yapmadıysa, yine hemen sağına selam verip cemaate uyar. Birinci rekâtın secdesini yaptıysa, iki rekât kılıp selam verir. Üçüncü rekâtın secdesini yapmadıysa, ayakta bir tarafa selam verip bozar ve cemaate katılır. Üçüncü rekâtın secdesini yaptıysa, dört rekâtı tamamlar.