Cevap:
Adaletten on iki huy doğmaktadır:
1- Sadakattir. Arkadaşını sevmektir. Onun iyiliğini, rahatını istemektir. Onu zarardan korumaktır. Onu sevindirmeğe çalışmaktır.
2- Ülfettir. Bir topluluğun, din ve dünya düşüncelerinde, inançlarında birbirlerine uygun olmalarıdır.
3- Vefadır. İyi geçinmek, yardımlaşmaktır. Sözünde durmak, hakkını gözetmektir de dediler.
4- Şefkattir. Başkalarına dert, felâket gelmesinden üzülmektir. Herkesin sıkıntıdan kurtulmasına çalışmaktır.
5- Sıla-i rahimdir. Akrabayı, yakınlarını gözetmek, ziyaret etmek ve yardım etmektir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bir hadîs-i şerifte, (Putları, tapınılan heykelleri kırmak için ve akrabaya iyilik etmek için gönderildim) buyurdu.
6- Mükafattır. İyiliğe karşı iyilik etmektir.
7- Hüsn-i şirkettir. Hakkı gözetip adalet eylemektir.
8- Hüsn-i kazadır. Herkesin, her şeyde hakkını gözetip, başa kakmamak ve pişman olacak iş yapmamaktır.
9- Teveddüddür. Teveddüd, muhabbet demektir. Arkadaşlarını sevip, hediye vermek, kendini sevdirmektir.
10- Teslimdir. İslâmiyetin emirlerini ve yasaklarını ve İslâm ahlâkını, tatlı gelmese dahi, kabul edip razı olmaktır.
11- Tevekküldür. İnsan gücünün dışında olan ve değiştirilemeyecek olan üzücü hâdiseleri, olayları, ezelde takdir edilmiş, yazılmış bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldiğini düşünerek, seve seve karşılamaktır.
12- İbadettir. İbadet, her şeyi yoktan var eden ve her canlıyı, her an görünür görünmez kazalardan, belâlardan koruyan ve her an çeşitli nimetler, iyilikler vererek yetiştiren Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yerine getirmektir. Ona hizmette kusur etmemeğe çalışmaktır. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş olan Resûllere, Nebîlere “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”, Velîlere, Âlimlere “rahime-hümullahü teâlâ”, benzemeğe özenmektir. (İslâm Ahlâkı s. 152)
***
Sual: Müslümanlara ilk önce neleri öğretmek gerekir? İman bilgileri mi yoksa ibadet bilgileri mi önceliklidir?
Cevap:
1- Sadakattir. Arkadaşını sevmektir. Onun iyiliğini, rahatını istemektir. Onu zarardan korumaktır. Onu sevindirmeğe çalışmaktır.
2- Ülfettir. Bir topluluğun, din ve dünya düşüncelerinde, inançlarında birbirlerine uygun olmalarıdır.
3- Vefadır. İyi geçinmek, yardımlaşmaktır. Sözünde durmak, hakkını gözetmektir de dediler.
4- Şefkattir. Başkalarına dert, felâket gelmesinden üzülmektir. Herkesin sıkıntıdan kurtulmasına çalışmaktır.
5- Sıla-i rahimdir. Akrabayı, yakınlarını gözetmek, ziyaret etmek ve yardım etmektir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bir hadîs-i şerifte, (Putları, tapınılan heykelleri kırmak için ve akrabaya iyilik etmek için gönderildim) buyurdu.
6- Mükafattır. İyiliğe karşı iyilik etmektir.
7- Hüsn-i şirkettir. Hakkı gözetip adalet eylemektir.
8- Hüsn-i kazadır. Herkesin, her şeyde hakkını gözetip, başa kakmamak ve pişman olacak iş yapmamaktır.
9- Teveddüddür. Teveddüd, muhabbet demektir. Arkadaşlarını sevip, hediye vermek, kendini sevdirmektir.
10- Teslimdir. İslâmiyetin emirlerini ve yasaklarını ve İslâm ahlâkını, tatlı gelmese dahi, kabul edip razı olmaktır.
11- Tevekküldür. İnsan gücünün dışında olan ve değiştirilemeyecek olan üzücü hâdiseleri, olayları, ezelde takdir edilmiş, yazılmış bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldiğini düşünerek, seve seve karşılamaktır.
12- İbadettir. İbadet, her şeyi yoktan var eden ve her canlıyı, her an görünür görünmez kazalardan, belâlardan koruyan ve her an çeşitli nimetler, iyilikler vererek yetiştiren Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yerine getirmektir. Ona hizmette kusur etmemeğe çalışmaktır. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş olan Resûllere, Nebîlere “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”, Velîlere, Âlimlere “rahime-hümullahü teâlâ”, benzemeğe özenmektir. (İslâm Ahlâkı s. 152)
***
Sual: Müslümanlara ilk önce neleri öğretmek gerekir? İman bilgileri mi yoksa ibadet bilgileri mi önceliklidir?
Cevap:
Müslümanlar iki kısımdır: Havâs [alimler] ve avam [cahiller]. Türkçe (Dürr-i yektâ)da diyor ki, (Avam, sarf ve nahiv ve edebiyat ilimlerinin usullerini, kaidelerini bilmeyen kimselerdir. Bunlar fetva kitaplarını anlayamaz. Bunların, (iman) ve (ibadet) bilgilerini arayıp, sorup, öğrenmeleri farzdır. Âlimlerin de, sözleri, vaazları ve yazıları ile, önce iman, sonra dinin temeli olan beş ibadeti öğretmeleri farzdır. (Zahîre) ve (Tâtârhâniyye) kitaplarında, imanın şartlarını ve (Ehl-i sünnet itikadı)nı öğretmenin her şeyden evvel lâzım olduğu bildirilmektedir). Bunun içindir ki, büyük âlim, zahir ve bâtın ilimlerinin mütehassısı seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî “rahmetullahi aleyh”, vefatına yakın, (İstanbul camilerinde, otuz sene, yalnız Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan imanı, yani Ehl-i sünnet itikadını ve İslâmın güzel ahlâkını anlatmağa çalıştım.
Ehl-i sünnet âlimleri, bu bilgileri, Eshâb-ı kiramdan, Onlar da, Resûlullahtan öğrendiler.) demiştir. İman bilgilerine (Akait) ve (İtikat) denir. Bunun için biz de, bütün kitaplarımızda, Ehl-i sünnet itikadını, İslâmın güzel ahlâkını, herkese iyilik ve hükûmete yardım etmek lâzım olduğunu bildiriyoruz. Seyyid kutb ve Mevdûdî gibi din cahillerinin ve (Teblîg-ı cemâ’atcı) gibi bid’at sahiplerinin, yani mezhepsizlerin hükûmete karşı kışkırtıcı, kardeşi kardeşe düşman yapıcı, bölücü yazılarını tasvip etmiyoruz. (İslâm Ahlâkı s. 153)
***
Sual: İbadetin en üstünü, en kıymetlisi nedir? Ehl-i sünnet olmayanın durumu nasıl olur?
Cevap:
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Din, kılıçların gölgeleri altındadır) buyurarak, Müslümanların hükûmet ve kanun himâyesinde rahat yaşayabileceklerini bildirdi. Hükûmet, kuvvetli oldukça, rahat, huzur artar. Avrupa, Amerika gibi kâfir memleketlerde rahat yaşayan, dinî vazifelerini serbestçe yapan Müslümanlar da, kendilerine hürriyet veren hükûmete, kanunlara karşı gelmemeli, fitneye, anarşiye âlet olmamalıdır. Ehl-i sünnet âlimleri “rahime-hümullahü teâlâ” böyle olmamızı emretmektedir. İbadetin en üstünü, en kıymetlisi, fitne fesat ateşi ile oynamamak ve isyan edenlere, fitne, anarşi çıkaranlara âlet olmamak, (Ehl-i sünnet itikadı)nı öğrenip, imanının buna uygun olmasına çalışmaktır. İmanını böyle düzelterek, (Bid’at ehli) denilen yetmişiki çeşit bölücü, bozuk inanıştan kurtulduktan sonra, ibadetlerde de bid’at işlemekten sakınmalıdır.
İslâmiyetin emretmediği şeyleri ibadet zan ederek yapmağa (İbadette bid’at) denir. Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına (Ahkâm-ı islâmiyye) denir. Ahkâm-ı islâmiyyeye uymağa (İbadet etmek) denir. İbadetlerin doğru olarak yapılmasını bildiren (Dört mezhep) vardır. Bunların dördü de haktır, doğrudur. Bu dört mezhep, Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli mezhebidir. Her Müslümanın bu dört mezhepten birisinin (İlm-i hâl) kitabını okuyup, ibadetlerini bu kitaba uygun yapması lâzımdır. Böylece, bu mezhebe girmiş olur. Bu dört mezhepten birine girmeyen kimseye (Mezhepsiz) denir. Mezhebiz olan, Ehl-i sünnet değildir. Ehl-i sünnet olmayan da, ya (Bid’at ehli)dir, yahut kâfirdir. (İslâm Ahlâkı s. 153)