Sual: Allahü teâlânın katında en kıymetli amel, Allahü teâlânın sevdiklerini sevmek ve sevmediklerini sevmemek midir?
Cevap: Bu konuda Muhammed Ma'sûm hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Peygambere sallallahü aleyhi ve sellem tabi olan, insanları davet etmekte ve emr-i ma'rûf, nehy-i münker etmekte de tabi olur. Bunları yapmayan, Ona tabi olmuş değildir. Azgın kâfirler, Allahü teâlânın düşmanı olmasaydı, Buğd-ı fillâh farz olmazdı. İnsanı Allahü teâlâya yaklaştıran şeylerin birincisi olmazdı. İmanın tamamlayıcısı olmazdı. Vilayetin, evliyalığın ele geçmesine ve Allahü teâlânın rızasının ve hubbunun, sevgisinin husulüne, meydana gelmesine sebep olmazdı. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem;
(İbadetlerin efdali, Müslümanları Müslüman oldukları için sevmek, kâfirleri, kâfir oldukları için, sevmemektir) buyurdu.
Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama;
- Benim için ne işledin diye sorduğunda, Musa aleyhisselam;
- Ya Rabbi! Senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, ismini çok zikrettim deyince, Allahü teâlâ;
- Ya Musa, namazların sana burhandır. Oruçların Cehennemden siperdir. Zekât kıyamet gününün sıcaklığından koruyan gölgedir. İsmimi söylemen de, kabir ve kıyamet karanlığında seni aydınlatan nurdur. Yani bunların faydaları hep sanadır. Benim için ne yaptın? buyurunca, Musa aleyhisselam;
- Ya Rabbi! Senin için olan ameli bana bildir! diye yalvardı. Cenâb-ı Hak;
- Ya Musa! Dostlarımı benim için sevdin mi ve düşmanlarıma benim için düşmanlık ettin mi? meâlindeki âyet-i kerime ile cevap verdi.
Musa aleyhisselâm da, Allahü teâlâ için amelin, Hubb-i fillâh ve Buğd-ı fillâh yani Allah için sevmek ve Allah için sevmemek olduğunu anladı.”
Sual: Bir kimse, başka birine al sarf et, harca diye para verse, bu hediye mi olmuş olur?
Cevap: Al, sarf et diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, teslim edilince, ödünç verilmiş olur. Al, giy diyerek verilen elbise, hediye olur.
Sual: Bir kimse, abdestsiz olduğunu bildiği hâlde, bunu bile bile namaz kılsa, bu kişinin imanı tehlikeye girer mi?
Cevap: Bu konuda Halebî-i sagîrde buyuruluyor ki:
“Abdestin farzları, sünnetleri, edebleri ve menhi, yani memnû olan şeyleri vardır. Abdestsiz olduğunu bilerek zaruretsiz namaz kılan kâfir olur.”