Cevap:
Tavuk kesilip, tüylerini dökmek, yolmak için, karnı yarılmadan, kaynar suya konursa necis olur. Ebüssü'ûd efendi fetvasında buyuruluyor ki:
“Bir tavuk boğazlanıp içi ve kursağı çıkarılmadan, kaynar suda haşlasalar, yolsalar, yemesi helal olmaz, haramdır. Kesip içi ve kursağı çıkarılıp, içi yıkandıktan sonra haşlanırsa, tüylerine necaset bulaşmamış ise, yemesi helal olur.”
Tavuk kesilip, tüylerini dökmek, yolmak için, karnı yarılmadan, kaynar suya konursa necis olur. Ebüssü'ûd efendi fetvasında buyuruluyor ki:
“Bir tavuk boğazlanıp içi ve kursağı çıkarılmadan, kaynar suda haşlasalar, yolsalar, yemesi helal olmaz, haramdır. Kesip içi ve kursağı çıkarılıp, içi yıkandıktan sonra haşlanırsa, tüylerine necaset bulaşmamış ise, yemesi helal olur.”
Redd-ül-muhtârda da deniyor ki:
“Kaynamayan sıcak suda bırakılan, içi boşaltılmamış tavuğun yalnız derisi necis olur, yolunup, içi boşaldıktan sonra, üç kere, soğuk su ile yıkanınca, her yeri temiz olur. İşkembe de, böyle üç kere yıkamakla temiz olur.”
***
Sual: “Türbelerde, evliya kabirlerinin yanında namaz kılınmaz çünkü o kabirde yatana tapılmış olur” diyenler oluyor. Gerçekten böyle midir, türbelerde ve evliya kabirlerinin yanında namaz kılınmaz mı?
Cevap:
Evliya için ve evliyanın kabirlerine karşı namaz kılınmaz. Böyle yapmak büyük günah, hatta şirk olur. Fakat, evliyanın kabri yanında, yalnız Allah için ve kıbleye karşı namaz kılmak çok sevap olur. Çünkü evliyanın kabirlerine rahmet yağmaktadır. Kabir, türbe yanında namaz kılmak caiz olmasaydı, Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin kabrini Mescid-i Nebi içine almazlardı. Eshab-ı kiramın hepsi ve bindörtyüz seneden beri gelmiş olan milyarlarla Müslüman, Peygamber efendimizin kabri yanında namaz kılmışlardır. Burada namaz kılmanın faziletinin çok olduğu hadis-i şerif ile bildirilmiştir.
“Kaynamayan sıcak suda bırakılan, içi boşaltılmamış tavuğun yalnız derisi necis olur, yolunup, içi boşaldıktan sonra, üç kere, soğuk su ile yıkanınca, her yeri temiz olur. İşkembe de, böyle üç kere yıkamakla temiz olur.”
***
Sual: “Türbelerde, evliya kabirlerinin yanında namaz kılınmaz çünkü o kabirde yatana tapılmış olur” diyenler oluyor. Gerçekten böyle midir, türbelerde ve evliya kabirlerinin yanında namaz kılınmaz mı?
Cevap:
Evliya için ve evliyanın kabirlerine karşı namaz kılınmaz. Böyle yapmak büyük günah, hatta şirk olur. Fakat, evliyanın kabri yanında, yalnız Allah için ve kıbleye karşı namaz kılmak çok sevap olur. Çünkü evliyanın kabirlerine rahmet yağmaktadır. Kabir, türbe yanında namaz kılmak caiz olmasaydı, Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin kabrini Mescid-i Nebi içine almazlardı. Eshab-ı kiramın hepsi ve bindörtyüz seneden beri gelmiş olan milyarlarla Müslüman, Peygamber efendimizin kabri yanında namaz kılmışlardır. Burada namaz kılmanın faziletinin çok olduğu hadis-i şerif ile bildirilmiştir.
Mescid-i Nebide, arka saflarda namaz kılanlar, Peygamber efendimizin kabrine karşı durmaktadırlar. Bindörtyüz seneden beri hiçbir İslâm âlimi buna bir şey dememiştir. Evliyanın kabirleri yanında namaz kılmanın caiz olduğuna bundan daha büyük vesika olabilir mi? Kabre karşı kılmayı kastetmek, bu niyet ile kılmak hadis-i şerif ile menedilmiş, yasaklanmıştır. Fakat, kıbleye karşı kılmayı kastedince, kabre tesadüf etmesinin caiz olduğu icma-i ümmet ile sabittir.
***
Sual: İçki satan kimseden satın alınan eşyayı yıkamak gerekir mi?
Cevap:
İçki satandan alınan elbise, halı ve sair şeylerin temiz kabul edildiği, Hadîkada yazılıdır.
***
Sual: İçki satan kimseden satın alınan eşyayı yıkamak gerekir mi?
Cevap:
İçki satandan alınan elbise, halı ve sair şeylerin temiz kabul edildiği, Hadîkada yazılıdır.
***
Sual: Satışta fâiz bulunması nedir ve bu satışı nasıl yaparsak fâizden kurtuluruz? Ölçü şekli âdete göre mi yapılır?
Cevap:
Hanefî ve Hanbelî mezheplerine göre, bir satışta fâiz bulunması demek, aşağıda bildirilen iki şeyin veya birinin mebî’ ile semende ortak olarak bulunması demektir. Şâfiî ve Maliki mezheplerinde, bu iki şart ile beraber, altın veya gümüş yahut gıda maddeleri olmaları da lâzımdır.
1- Kadr, yani vezin (tartarak) veya hacim (ölçekle) ile ölçülmeleri,
2- Bir cinsten olmaları.
Fâiz bulunan satış veresiye yapılamaz. Daima peşin olması lâzımdır. Satışın peşin olması için, mebî’in de, semenin de taayyün (belli olması) etmeleri lâzımdır.
Buğday, arpa, hurma ve tuzun, her zaman ve her yerde, hacim ile ölçülmeleri, altın ve gümüşün de dartı ile ölçülmesi emrolundu. Bu altı maddeden başka şeylerin, nasıl ölçüldükleri, âdete göre anlaşılır. (Tam İlmihal s. 854)