CEVAP
Zina, haram olan ilişki demekse de, harama bakmak da gözle işlenen haram oluyor. Bu harama göz zinası deniyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Gözlerin zinası harama bakmak, kulakların zinası müstehcen söz dinlemek, dilin zinası fuhuş konuşmak, ellerin zinası namahremi tutmak, ayakların zinası günah olan yerlere gitmektir.) [Buhari]
Demek ki her uzvun bir zinası oluyor. Burnun da zinası olur. Bir hadis-i şerif meali:
(Koku sürünüp dışarı çıkan ve kokusunu duyurmak için bir topluluğun yanından geçen kadına ve ona bakana [onu koklayana] zina günahı yazılır.) [Nesai]
Buradaki de burnun işlediği koklama zinası oluyor. Bir de, kadına bakmışsa, göz zinası da oluyor. Öperse dudak zinası işlemiş oluyor. Şehvetle veya lüzumsuz konuşursa dil zinası olur. Dokunursa veya zaruretsiz tokalaşırsa el zinası olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kişinin başına demir bir şişin saplanması, yabancı kadına dokunmasından daha hafif kalır.) [Taberani, Beyheki]
O halde zinanın her çeşidinden uzak durmalıdır. Kur’an-ı kerimde, (Zinaya yaklaşmayın) buyuruluyor. Bu, zinaya götürecek bütün işlerden uzak durun demektir.
Dört mezhep
Sual: İslam Ahlakı ve Faideli Bilgiler kitabında, (Benim mezhebim doğrudur, yanlış olma ihtimali de vardır ve diğer üç mezhep yanlıştır, doğru olma ihtimali de vardır) deniliyor. Bu ne demektir?
CEVAP
Aşağıda açıklandığı gibi, dört hak mezhepten birine uyan kimse, (Benim mezhebim doğrudur) demezse, zaten o mezhebe uyması uygun olmaz, fakat buradaki yanlış ifadesi, bâtıl, geçersiz demek değildir. Mezhebimizin hükümlerinden farklı bir ictihad demektir. İctihadın yanlış olduğu zaten bilinemez. Yani ictihad, başka bir ictihadla geçersiz hâle getirilemez.
Müctehid, bir işin nasıl yapılacağını anlamaya çalışırken yanılırsa, günah olmaz, sevab olur. Uğraşmasının sevabını kazanır, çünkü insana gücü, kuvveti yettiği kadar çalışması emrolundu. Müctehid yanılırsa, çalışması için bir sevab verilir. Doğruyu bulursa, on sevab verilir. Eshab-ı kiramın hepsi büyük âlim, yani müctehid idiler. Bunlardan sonra gelenler arasında, ilk zamanlar ictihad yapabilecek büyük âlim çoktu. Bunların her birine nice kimseler uyardı.
Zamanla, bunların çoğu unutularak, Ehl-i sünnet içinde, yalnız bu dört mezhep kaldı. Sonraları, olur olmaz kimselerin çıkıp da, müctehidim diyerek, bozuk fırkalar çıkarmamaları için, Ehl-i sünnet, bu dört mezhepten başka mezhebe uymadı. Bu dört mezhepten her birine, Ehl-i sünnetten milyonlarca kimse uydu. Dört mezhebin itikadı bir olduğundan, birbirine yanlış demez, bid’at sahibi, sapık bilmezler. Doğru yolun, bu dört mezhepte olduğunu ve her biri kendi mezhebinin doğru olmak ihtimalinin daha çok olduğunu bilir.
İctihad ile anlaşılan işlerde, İslamiyet’in açık emri bulunmadığı için, bir kimsenin mezhebi yanlış olup da, diğer üç mezhepten birisinin doğru olma ihtimali varsa da, herkes (Benim mezhebim doğrudur, yanlış olma ihtimali de vardır ve diğer üç mezhep yanlıştır, doğru olma ihtimali de vardır) demelidir. (F. Bilgiler)
Diğer üç mezhep de hak olduğu için, bir ihtiyaç olunca, o konudaki diğer mezhebin hükmünü taklit etmek caiz olur. (Mizan-ül Kübra)
Şarabın damlası
Sual: Namaz kılabilmek için, kaba necasetin ne kadarını yıkamak farzdır?
CEVAP
Deride, elbisede, namaz kılınan yerde, dirhem miktarı [4.8 gram] katı necaset bulunursa, tahrimen mekruh olur ve yıkamak vacib olur. Sıvı necasetlerde ise bu miktar, açık el ayasındaki suyun genişliği kadar yüzeydir. Sıvı necaset bundan fazlaysa ve katı necaset de dirhemden çoksa, yıkamak farz olur. Şarabın ise, damlasını da yıkamak farzdır.