CEVAP
Önce ikinci suali cevaplandıralım: Bu, Arap dilinin özelliğindendir. Türkçede böyle erkek ve kadın için ayrı şahıs zamirleri yoksa da, birçok dilde, farklı şahıs zamirlerinden başka, kelimeleri belirli hâle getiren erkek ve kadına mahsus tanım edatları vardır. Bunlara Fransızca article, Almanca artikel denir. Müzekker kelimeye Fransızcada masculin, müennes kelimeye de feminin denir. Masculin olan kelimeler için le, feminen olan kelimeler için la kullanılır. Kelimelerde, eşyalarda erkeklik dişilik olmaz, ama dilin kuralı budur. Türkçeye geçmiş kelimelerden birkaç örnek verelim:
Le tracteur = traktör, le train = tren gibi kelimeler için erkeklere mahsus tanım edatı kullanılır.
La bicyclette = bisiklet, la radio = radyo gibi kelimeler için dişilere mahsus tanım edatı kullanılır.
Trene de, bisiklete de binilir. Biri dişi, biri erkek kelimeyle bildirilir. Yani bunların erkek ve dişiyle hiç alakası yoktur. Dilin kaidesi böyledir.
Almancada der ve die yani erkek ile dişi, bir de erkek ve dişi olmayan das artikeli vardır. Bu da bu dilin özelliğinden ileri gelir. Der Tisch [masa], die Tür [kapı], das Fenster [pencere] gibi.
Türkçede, o kelimesi, hem erkek, hem kadın, hem de eşya için kullanılır, ama Fransızca, erkek için il, kadın için elle kullanılır. İngilizcede de, erkek için he, kadın için she, bir de eşya için it kullanılır.
Arapçada da, erkek için hüve, kadın için hiye kullanılır. Bu da bu dilin özelliğindendir. Allahü teâlâ ve melekler için de, erkek için kullanılan hüve şahıs zamiri kullanılır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Melekler, erkek ve dişi değildir. Kur’an-ı kerimde meleklerin, erkeklere mahsus şahıs zamirleriyle bildirilmesi, üstünlük bakımındandır. Nitekim Allahü teâlâ, kendini de bunun için böyle zamirle bildirmektedir. (1/266)
Meleklerin ismi olan Cebrail, Mikail, İsrafil, Rıdvan erkeklere konuyor. Melek ismi ise kadınlara konuyor. Hristiyanlar melekleri kız zannediyorlarsa da, isimleri ister erkeklere konsun, ister kadınlara konsun, melekler erkek veya dişi değildir.
Allahü teâlânın isimleri, müennes [dişil] hâle getirilerek kadınlara konuyor. Mesela erkeklere Latif, kadınlara Latife deniyor.
Allah kelimesi, özel isimdir. Hiçbir dilde karşılığı olmaz. Allah kelimesinde müzekkerlik ve müenneslik, yani erkeklik ve dişilik de yoktur. İlah kelimesinin ise her dilde karşılığı, bazı dillerde de müzekker [erkek] ve müennes [dişi] şekli vardır. Mesela Arapça’da İlah-İlahe, Türkçe’de Tanrı-Tanrıça, İngilizce God-Goddess, Fransızca Dieu-Deesse, Almanca Gott-Göttin gibi. Bu kelimelerin hiçbiri Allah ismi yerine kullanılmaz. Allah mânâsında, yalnız Allah kelimesini kullanmak gerekir, çünkü Allahü teâlâ, (Benim ismim Allah’tır. Bana, Allah diye dua ve ibadet edin) buyuruyor. Kendisi ne bildirmişse onu kullanmak gerekir. İlah mânâsında, her millet kendi dilindeki kelimeyi kullanır, fakat Allah kelimesi her dilde aynıdır.
Filozof ve hükema
Sual: Filozof ve hükema aynı şey midir?CEVAP
Hükema’nın tekili hakîm’dir. Fen bilgilerini iyi bilen, hikmet sahibi âlim demektir.
Din bilgilerini, fen bilgilerine göre değiştiren ve kendi görüşünü din gibi anlatan, felsefe yapan kimseye filozof ve dinde reformcu denir. Bunlar nakle itibar etmez, kendi akıllarını esas alırlar. Din bilgilerini, fen bilgileriyle ispat eden Müslümanlara ise hükema denir.
Tertip sahibi
Sual: Tertip sahibi olan bir kimse, imsak vaktinden önce kılmak niyetiyle, vitri kılmadan yatsa, o vakitte kılamayıp sonra da unutsa, ertesi gün yatsıyı kılmadan önce hatırına gelse, kıldığı sabah, öğle, ikindi ve akşam namazlarını kaza etmesi gerekir mi?CEVAP
Unuttuğu için kaza etmesi gerekmez. Unutmak özür olur. Vitri kılmadığını hatırladıktan sonra, vitri kaza etmeden önce yatsıyı kılarsa, yatsı namazı sahih olmaz.
Kurban için vekâlet
Sual: Birine kurbanlık hayvanı satın alıp kesmesi için, (Benim kurban işini hallet) dense, vekâlet verilmiş olur mu? O kimse, satın alıyor, kesiyor ve etini bize getiriyor. Bu kurbanlık sahih oluyor mu?CEVAP
Evet, öyle söylemekle vekâlet verilmiş olur. Vekil, onun adına bir hayvan alıp kesebilir. Hattâ para almasa da, kurban dine uygun kesilmiş olur. (Kurbanı almaya aldırmaya, kesmeye kestirmeye, etini dilediğin gibi tasarruf etmeye seni umumi vekil ettim) demek şart değildir. Denirse daha güzel olur. Denmese de kurban yine sahih olur.