CEVAP
Tıbbî bir hata veya bir ihmal yoksa, tazminat davası açılmaz.
Eğer normalden fazla narkoz vermişse, ameliyatta ihmali varsa, yanlış bir iş yapmışsa, sâlih bilirkişilerin verdiği raporla bunlar tespit edilmişse, tazminat davası açmak caiz olur.
Dua etmek de ibadettir
Sual: Çalgı aleti veya TV olan yerde namaz kılmak mekruh olup, edilen dualar makbul olmadığına göre, orada mecburen namaz kılıyorum, fakat kabul olmayacağı için dua etmiyorum. Doğru yapıyorum değil mi?CEVAP
Dua etmemek hiç uygun olur mu? Çünkü dua etmek, namaz, oruç gibi ibadettir. (S. Ebediyye)
Odada uygunsuz şeyler olsa da, dua vazifesi terk edilmez. Bir zaruret olunca, helâda da namaz kılınır, dua edilir. Çalgı aleti olan yerde namazın mekruh olması demek, sevabının azalması demektir. Ama namaz kılmayan haram işlemiş olur. Mecbur kalınca, namaz kılınır, dua da edilir.
Bid’atlerine tevbe etmeyenler
Sual: İbni Mâce’nin kitabındaki bir hadiste, (Bid'at ehlinin namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbesi, farzı, nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz, yağdan kıl çıkar gibi, dinden çıkması kolay olur) buyuruluyor. Azılı bir kâfirin bile tevbesi kabul edilirken, bid’at ehlinin tevbesi ve ibadetleri niye kabul olmuyor?CEVAP
Bu konuda başka bir hadis-i şerif de şöyledir:
(Bid'at ehlinin tevbesi, bid'ati bırakana kadar kabul olmaz.) [Taberânî]
Demek ki bid’atini bırakırsa tevbesi kabul oluyor.
(Tevbesi kabul olmaz) demek, (Bid'at ehli, bid’at işlemekle sevab işlediğini, iyi bir iş yaptığını, dinin emrine uyduğunu sandığı için, tevbe etmeyi hiç düşünmez) demektir. Bid’atlerini bid’at olarak bilip tevbe etse, elbette kabul olur. (Eşiat-ül-lemeat)
(İbadeti kabul olmaz) ne demektir?
Hadîka ve Berîka’da, (Bid'at ehlinin hiçbir ibadeti kabul olmaz) hadis-i şerifi açıklanırken, (İbadetleri sahih olur, fakat sevap verilmez) deniyor.
Bid’at ehlinin ibadetleri sahih olsa da, kabul olmaz. Kabul olmaz demek, sahih olmaz demek değildir. Sahih olur, fakat sevabı olmaz demektir. (Redd-ül-muhtar)
İbni Mâce’nin bildirdiği hadis-i şerif, küfre yol açmayan bid’atler içindir. Bid’ati imanda ise, imanı bozuksa, onun zaten ibadetleri sahih de olmaz. İmanı bozuk böyle kimseler kâfirdir. Bunun için, her çeşit bid’atten çok sakınmalıdır. Eskiden yazılmış Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerinin dışında yazılan kitaplara, kendi anladığını esas alıp, (Kitap ve Sünnete göre yazdım) diyenlere itibar etmemelidir. Kitap ve Sünnetten kendi anladıklarımız değil, Ehl-i sünnet âlimlerinin anladıkları muteberdir. O hâlde din nakle dayanır. Nakle dayanmayan kitaplara, yani Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından alınmayan bilgilere asla itibar edilmemelidir.