CEVAP
Teyemmüm edememek imkânsız denecek kadar zordur; çünkü toprakla, mermerle, taşla, tuğlayla, kiremitle, cilasız çanak çömlekle, testiyle, kumla, kireçle, toprak tozuyla ve daha başka şeylerle teyemmüm etme imkânı olur. Namazın önemini bilen, yanında bunlardan birini bulundurabilir. Teyemmüm etme imkânı olmayan kimse, iki namazı cem eder. Mesela öğle namazını kılamayan kimsenin, akşama kadar su veya teyemmüm edecek bir şey bulamaması çok zor bir ihtimaldir. Belki ancak hapiste, hücrede olabilir.
Temiz yer, su ve toprak bulamayan hapisteki kimse, okumadan, namaz kılar gibi yapar. Hapisten kurtulunca, hepsini iade eder. (İslam Ahlakı)
Teyemmüm imkânı ve iki namazı da cem edecek durumu da olmayan kimse, ancak o zaman Hanbelî mezhebini taklit ederek teyemmümsüz olarak namazını kılabilir.
Hanbelî’de su ve toprak bulamayan kimse, abdestsiz ve teyemmümsüz olarak namaz kılar; ancak o namazlarda, sadece farzlarına ve namazın sıhhat şartlarına riayet eder. Sünnet ve mendub olan şeyleri yapmaması gerekir. (El-fıkh-u alel-mezahib-il-erbea)
***
Sual: Akıntı, gaz kaçırması gibi bir özürden dolayı Malikî mezhebini taklit eden kimsenin, her namaz vaktinde abdest alması gerekir mi? (Evindeyse abdest alması gerekir) demek doğru mudur?
CEVAP
Hayır, evinde de olsa yeniden abdest almak, harac [sıkıntı] olur. Zaten bu gibi özürlerde, her vakitte abdest alma sıkıntısından kurtulmak için Malikî mezhebi taklit edilir. Malikî mezhebini taklit edince de, her namaz vaktinde tekrar abdest almak gerekmez.
Mezhep taklidi harac olan işlerde yapılır. Abdest bozulunca, yeniden abdest alınması bir haracdır. S. Ebediyye’de, (Yolda, nakil vasıtalarında ve alış verişte temas korkusu olan Şâfiî, Hanefî veya Mâlikî mezhebini taklit etmelidir) deniyor. Kitaptaki bu ifadeye aykırı olarak, (Yolda, otobüste, çarşıda bir kadına dokununca, abdesti bozulan Şâfiî, zaruret yoksa, gitsin, abdestini alsın) denmemeli. Yolda, alış verişte abdesti bozulan, tekrar abdest alabilir; fakat yeniden abdest almanın harac olduğu, S. Ebediyye’de açıkça bildiriliyor. Dinimizin verdiği ruhsatlardan insanları uzaklaştırmak doğru değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani]
CEVAP
Hayır, evinde de olsa yeniden abdest almak, harac [sıkıntı] olur. Zaten bu gibi özürlerde, her vakitte abdest alma sıkıntısından kurtulmak için Malikî mezhebi taklit edilir. Malikî mezhebini taklit edince de, her namaz vaktinde tekrar abdest almak gerekmez.
Mezhep taklidi harac olan işlerde yapılır. Abdest bozulunca, yeniden abdest alınması bir haracdır. S. Ebediyye’de, (Yolda, nakil vasıtalarında ve alış verişte temas korkusu olan Şâfiî, Hanefî veya Mâlikî mezhebini taklit etmelidir) deniyor. Kitaptaki bu ifadeye aykırı olarak, (Yolda, otobüste, çarşıda bir kadına dokununca, abdesti bozulan Şâfiî, zaruret yoksa, gitsin, abdestini alsın) denmemeli. Yolda, alış verişte abdesti bozulan, tekrar abdest alabilir; fakat yeniden abdest almanın harac olduğu, S. Ebediyye’de açıkça bildiriliyor. Dinimizin verdiği ruhsatlardan insanları uzaklaştırmak doğru değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani]