Cevap:
Şevval ayının birinci günü fıtır bayramının, Zilhiccenin onuncu günü de, Kurban Bayramının birinci günleridir. Bu iki günde, güneş doğduktan ve mekruh vakit çıktıktan sonra, iki rekat bayram namazı kılmak, erkeklere vacibtir. Bayram namazlarının şartları, cuma namazının şartları gibidir. Fakat, burada hutbe sünnettir ve bayram namazından sonra okunur. Fıtır bayramında namazdan önce tatlı yemek, gusül etmek, misvak kullanmak, en yeni elbise giymek, fıtrayı namazdan önce vermek, yolda yavaşça tekbir okumak müstehabtır. Kurban Bayramı namazından önce bir şey yememek, namazdan sonra, önce kurban eti yemek, namaza giderken, yüksek sesle, özrü olan yavaşça Tekbîr-i teşrîk getirmek müstehabtır.
Îyd, bayram demektir. Her yıl, Ramazan ayında ve Arefe gününde günahları affedildiği için Müslümanların sevindikleri, sürurlarının avdet ettiği, tekrar geldiği için Îyd denildi. Ni'met-i islâm kitabında deniyor ki:
“Bayram günleri şunları yapmak sünnettir: Erken kalkmak, gusül abdesti almak, misvak ile dişleri temizlemek, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, Fıtra bayramı namazından önce tatlı yemek, hurma yemek. Tek adette yemek. Kurban kesen, o gün ilk olarak kurban eti yemek. Sabah namazını mahalle mescidinde kılıp, bayram namazı için, büyük camiye gitmek. O gün yüzük takmak, camiye erken ve yürüyerek gitmek. Bayram tekbirlerini, Fıtır bayramında sessiz, Kurban bayramında cehren söylemek. Dönüşte, başka yoldan gelmek. Çünkü, ibadet yapılan yerler ve ibadet için gidip gelinen yollar, kıyamet günü şehadet edeceklerdir. Müminleri güler yüzle ve Selamün aleyküm diyerek karşılamak. Fakirlere çok sadaka, İslâmiyeti doğru olarak yaymak için çalışanlara yardım yapmak. Sadaka-i fıtrı, bayram namazından önce vermek.”
***
Sual: Hacca gitmeyenlerin, Arefe günü hacıların Arafat'ta toplandığı gibi bir yerde toplanmaları, ibadet yapmaları dinimiz açısından uygun olur mu?
Cevap:
Îyd, bayram demektir. Her yıl, Ramazan ayında ve Arefe gününde günahları affedildiği için Müslümanların sevindikleri, sürurlarının avdet ettiği, tekrar geldiği için Îyd denildi. Ni'met-i islâm kitabında deniyor ki:
“Bayram günleri şunları yapmak sünnettir: Erken kalkmak, gusül abdesti almak, misvak ile dişleri temizlemek, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, Fıtra bayramı namazından önce tatlı yemek, hurma yemek. Tek adette yemek. Kurban kesen, o gün ilk olarak kurban eti yemek. Sabah namazını mahalle mescidinde kılıp, bayram namazı için, büyük camiye gitmek. O gün yüzük takmak, camiye erken ve yürüyerek gitmek. Bayram tekbirlerini, Fıtır bayramında sessiz, Kurban bayramında cehren söylemek. Dönüşte, başka yoldan gelmek. Çünkü, ibadet yapılan yerler ve ibadet için gidip gelinen yollar, kıyamet günü şehadet edeceklerdir. Müminleri güler yüzle ve Selamün aleyküm diyerek karşılamak. Fakirlere çok sadaka, İslâmiyeti doğru olarak yaymak için çalışanlara yardım yapmak. Sadaka-i fıtrı, bayram namazından önce vermek.”
***
Sual: Hacca gitmeyenlerin, Arefe günü hacıların Arafat'ta toplandığı gibi bir yerde toplanmaları, ibadet yapmaları dinimiz açısından uygun olur mu?
Cevap:
Arafat'ta bulunmayanların, Arefe günü bir yerde toplanarak, hacılar gibi yapmaları mekruhtur. Fakat, vaaz dinlemek veya başka bir ibadet yapmak için toplanmaları caizdir.
***
Sual: Arefe diye hangi güne denir ve bu günün önemi, özelliği, fazileti nedir?
Cevap:
***
Sual: Arefe diye hangi güne denir ve bu günün önemi, özelliği, fazileti nedir?
Cevap:
Arefe; Zilhicce ayının dokuzuncu günü, Kurban Bayramından önceki güne verilen isimdir. Arefe, Zilhiccenin dokuzuncu günüdür, başka günlere Arefe denmez. Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arefe gününe hürmet ediniz! Çünkü Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür.)
(Arefe günü bin İhlas okuyanın bütün günahları affolur ve her duası kabul olur. Hepsini Besmele ile okumalıdır.)
(Arefe gecesi ibadet edenler, Cehennemden azad olur.)
(Arefe günü oruç tutanların, iki senelik günahları affolur. Biri, geçmiş senenin, diğeri, gelecek senenin günahıdır.)
Arefe günü Allahü teâlâ, Arafat'ta vakfe yapan hacılardan razı olur ve meleklere karşı övünerek;
(Bunlar ne isterler ki işlerini bırakıp burada toplandılar) buyurduğu, İmam-ı Müslimin naklettiği hadîs-i şerifte bildirilmektedir.
Haccın farzlarından biri de Arefe günü Arafat'ta öğle ve ikindi namazlarından sonra bir miktar vakfeye durmaktır. Arefe günü veya gecesi Arafat'ta bulunmayanın veya Arafat'tan geçmeyenin hacı olamayacağı, İbn-i Âbidîn ve Mevkûfât kitaplarında bildirilmektedir.
Peygamber efendimiz, meşhur veda hutbesini Arafat'ta okudu. Âdem aleyhisselam ile Havva validemiz yeryüzüne indirilince Arafat'ta buluştular. Bir rivayette buraya bu yüzden buluşup, tanışmak manasına 'Arafat' denmiştir.
***
Sual: Teşrik tekbirleri ne zaman başlamakta ve hangi vakte kadar devam etmektedir?
Cevap:
(Arefe gününe hürmet ediniz! Çünkü Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür.)
(Arefe günü bin İhlas okuyanın bütün günahları affolur ve her duası kabul olur. Hepsini Besmele ile okumalıdır.)
(Arefe gecesi ibadet edenler, Cehennemden azad olur.)
(Arefe günü oruç tutanların, iki senelik günahları affolur. Biri, geçmiş senenin, diğeri, gelecek senenin günahıdır.)
Arefe günü Allahü teâlâ, Arafat'ta vakfe yapan hacılardan razı olur ve meleklere karşı övünerek;
(Bunlar ne isterler ki işlerini bırakıp burada toplandılar) buyurduğu, İmam-ı Müslimin naklettiği hadîs-i şerifte bildirilmektedir.
Haccın farzlarından biri de Arefe günü Arafat'ta öğle ve ikindi namazlarından sonra bir miktar vakfeye durmaktır. Arefe günü veya gecesi Arafat'ta bulunmayanın veya Arafat'tan geçmeyenin hacı olamayacağı, İbn-i Âbidîn ve Mevkûfât kitaplarında bildirilmektedir.
Peygamber efendimiz, meşhur veda hutbesini Arafat'ta okudu. Âdem aleyhisselam ile Havva validemiz yeryüzüne indirilince Arafat'ta buluştular. Bir rivayette buraya bu yüzden buluşup, tanışmak manasına 'Arafat' denmiştir.
***
Sual: Teşrik tekbirleri ne zaman başlamakta ve hangi vakte kadar devam etmektedir?
Cevap:
İmâmeyne göre, Arefe günü, yani Kurban Bayramından önceki gün sabah namazından, dördüncü günü ikindi namazına kadar, yirmiüç vakitte hacıların ve hacca gitmeyenlerin, erkek kadın herkesin, cemaat ile kılsın, yalnız kılsın, farz namazda veya bu bayramdaki farzlardan birini, yine bu bayram günlerinden birinde kaza edince, selam verir vermez, Allahümme entesselam demeden, bir kere Tekbîr-i teşrîk okuması vacibdir.
“Allahü ekber, Allahü ekber. Lâ ilâhe illallah. Vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd” denir.
Cuma namazlarından sonra da okunur. Bayram namazından sonra okumak müstehabtır. Cenaze namazından sonra okunmaz. Camiden çıktıktan veya konuştuktan sonra okumak lazım değildir. İmam, tekbiri unutursa, cemaat terk etmez. Erkekler yüksek sesle okuyabilir.
“Allahü ekber, Allahü ekber. Lâ ilâhe illallah. Vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd” denir.
Cuma namazlarından sonra da okunur. Bayram namazından sonra okumak müstehabtır. Cenaze namazından sonra okunmaz. Camiden çıktıktan veya konuştuktan sonra okumak lazım değildir. İmam, tekbiri unutursa, cemaat terk etmez. Erkekler yüksek sesle okuyabilir.