Sual: Kâbe'yi ilk görünce edilen dua kabul oluyormuş, orada nasıl dua etmek gerekir?
CEVAP
Aşağıdaki duaların biri veya hepsi yapılabilir:
1- Ya Rabbi, bundan sonra, rızana uygun yapacağım her duamı kabul eyle! [Her duamız kabul olunca, imkân dâhilindeki her nimete kavuşmuş oluruz.]
2- Hakiki imana kavuşmamı nasip eyle! [Hakiki imana kavuşulunca, insan bir daha küfre düşmez. Onun için bu dua, birincisi kadar; hatta ondan da önemlidir.]
3- Şehit olarak ölmemi nasip eyle! [Bu duamız da kabul olursa mesele kalmamış olur.]
Kâbe'ye olduğu gibi, müminin yüzüne bakınca da, edilen dualar kabul olur.
Kâbe'yi herkesin görmesi zor ise de, salih bir mümini bulmak kolaydır. Bu nimeti elden kaçırmamalıdır.
Kilisede namaz
Sual: Amerika'da âyinlere katılarak Hristiyanları hoşnut etmeye kalkan Müslümanlar, kiliselerde de, namaz kılıyorlarmış. Kilisede namaz kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Âyinlere katılmak caiz olmadığı gibi, kilisede namaz kılmak da caiz olmaz. Bunlar, misyonerlik faaliyetlerinin yeni şeklidir. Kiliseyi Müslümanlara şirin göstermeye çalışıyorlar. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Kilisede namaz kılınmaz ve Kur'an-ı kerim okunmaz, çünkü kilisede şeytanlar toplanır. Kilise putlardan temizlenirse, namaz kılmak caiz olur. (Redd-ül-muhtar)
Âyinlerine katılmakla veya kilisede namaz kılmakla, Hristiyanlar, Müslümanlardan hoşnut olmazlar. Çünkü bir âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Sen, onların dinine uymadıkça, Hristiyanlar ve Yahudiler senden hoşnut olmazlar. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın [bildirdiği İslamiyet] yoludur.) [Bekara 120]
Yani Ehl-i kitap, doğru yolda [Allah'ın yolunda] değildir. Ehl-i kitabın bozuk dinine girmedikçe, istavroz çıkarılsa da, haç altında âyin yapılsa da, Hristiyanlar Müslümanlardan hoşnut olmaz. Zaten Hristiyanlar, maksatlarının, Müslümanları Hristiyanlaştırmak olduğunu da gizlemiyorlar.
Uşru verilmeyen ürün
Sual: Uşru verilip verilmediği bilinmeyen veya verilmediği bilinen üründen bize hediye edilirse, yemek caiz olur mu?
CEVAP
Bilinmiyorsa yemek caizdir. Uşrunu vermediği biliniyorsa, onda birini ayırıp, fakire verdikten sonra yemek iyi olur. (S. Ebediyye)