Sual: Emanetçilik yapıyorum. Bir yolcunun valizini yanlışlıkla başka birine vermişim. Yolcunun valizini ödemem gerekir mi?
CEVAP
Ödemeniz gerekir. Çünkü siz, onu ücretsiz, Allah rızası için saklamıyorsunuz. Sırf ücret almak için saklıyorsunuz. Yani onu saklamak sizin vazifenizdir. Mesleğiniz emanetçiliktir. İhmaliniz olmasa da ödemeniz gerekir.
Güvenilen kimseye saklamak için verilen mala emanet denir. Parasız bırakılan emanet, kaybolursa ödenmez, ücretli olan ödenir. (Mecelle)
Sual: Biri, bana bir miktar para bıraktı. Masamın çekmecesine koydum. Çekmeceyi kilitlemeden tuvalete gittim. Gelene kadar parayı birisi almış. Bu parayı ödemem gerekir mi?
CEVAP
İhmaliniz yoksa ödemeniz gerekmez. Fakat çekmeceyi açık bırakmak bir ihmaldir. İhmali olan öder. Eğer çekmeceniz kırılıp para alınsaydı, o zaman ihmaliniz olmadığı için ödemeniz gerekmezdi.
Kendi paranızı ceketin iç cebine, emanet parayı ceketin dış cebine koymak da, ihmaldir. Emaneti en az kendi paramız kadar iyi yere saklamamız gerekir.
Emanete riayetin dindeki yeri büyüktür. Müminun suresinin başında, kurtuluşa eren müminlerin vasıfları bildiriliyor. 8. âyette de bunların emanete ve ahitlerine riayet ettikleri açıklanıyor. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şu altı şeyi yapacağınıza söz verin, ben de size Cennete gireceğinize söz vereyim. Bunlar, namaz kılmak, zekat vermek, emanete riayet, zinadan sakınmak, helal yemek ve dili [elfaz-ı küfr, yalan, gıybet, lanet, malayani gibi] kötü sözlerden korumaktır.) [Taberani]
(Allah yolunda savaş, bütün günahların affına sebeptir. Fakat emanete hıyanetin affına sebep olmaz. Böyle biri [Allah yolunda öldürülen] kıyamette, emaneti ödemeyince Cehenneme atılır.) [Beyheki]
(Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur.) [Taberani]
[Burada imanı yok demek kâmil imanı yok, imanı zayıf demektir.]
(En kötü şey, emanete riayet etmemektir. Çünkü emanete riayet etmeyenin dini yoktur. Onun namazı da, zekatı da kabul olmaz.) [Bezzar]
[Kabul olmaz demek, sahih olmaz demek değildir. Namazı ve diğer ibadeti sahih olur, borçtan kurtulur.
Fakat namaz ve zekattan hasıl olacak büyük sevaplara kavuşamaz demektir.]
(Kıyamete yakın, insanlar, alış verişlerinde, birbiriyle olan münasebetlerinde emaneti gözetmezler. Güvenilir insan çok azalır. "Falanca yerde güvenilir bir insan varmış" denir. O insanın kalbinde de hardal tanesi kadar iman yoktur.) [Müslim]
(Emanete riayet edilmezse, zekat zorla verilirse, ilim, dine hizmet için değil de, para ve makam için öğrenilirse, kişi, hanımının meşru olmayan arzusuna itaat eder, ana-babasına isyan ederse, fasık ve ehil olmayanlar işbaşına getirilirse, kötülüğünden korkup zalime hürmet edilirse, gayrı meşru ilişkiler, çalgılı-içkili yerler çoğalırsa, yeni nesil öncekileri [Eshab-ı kiramı ve diğer âlimleri] kötülerse, o zaman çeşitli belaya maruz kalırlar.) [Bezzar]
Sual: Arkadaşa (Makinene iyi denirse 50 ye aldım, kötü denirse, getiririm) dedim. Birine 60 a sattım. Arkadaşa 50 versem caiz mi?
CEVAP
Caiz olmaz. Çünkü malı henüz kesin olarak satın almamıştın. Emanet duruyordu. Emaneti satmak caiz olmaz.
Sual: Emanet bırakılan parayı kullanarak, para kazanmak haram olur mu?
CEVAP
Evet, haram olur. Kazanılanı fakire vermek gerekir. Eğer ödünç olarak veya kullanmak için izin alınsaydı, o zaman mahzuru olmazdı.
Emanete riayet
Sual: Emanet alınan bir şeyin yerine bir başkasını vermekte veya değerini ödemekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Emanet verenin rızasıyla caiz olur. Ancak emanete riayet etmek, zarar vermeden aynısını iade etmek gerekir. Emanete zarar gelmişse ödemek lazımdır. Emanete riayet konusunda Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Lokman aleyhisselama, bu dereceye nasıl eriştiği sorulunca, şöyle cevap verdi:
Şu üç şeyle eriştim:
1- Emaneti yerine vermekle,
2- Doğru söylemekle,
3- Malayaniyi [faydasız söz ve işi] terk etmekle.) [İ. Ahlakı]
Allahü teâlâ, Cennete girecek Müslümanları överken mealen buyuruyor ki:
(Onlar, emanete riayet ederler [güzelce kullanıp, yerli yerine verirler], sözlerini yerine getirirler. [Kendi aralarındaki sözleşmelere uyarlar ve Allahü teâlâya karşı vazifelerini yerine getirirler.]) [Müminun 8] (Celaleyn tefsiri)