Cevap:
Bu konuda Kimyâ-i se'âdet kitabında ilim kısmında buyuruluyor ki:
“Her müminin, en önce, Ehl-i sünnet itikadını, kısaca öğrenmesi farzdır. Bundan sonra, iki şey öğrenmesi lazım olur. Biri kalp, diğeri beden için lazım olan bilgidir. Beden için olan bilgi de; yapacağı emirler, sakınacağı yasaklardır. Emirleri öğrenmek şöyle olur:
Sabah vakti, yeni Müslüman olan kimsenin, öğle vakti gelince abdestin ve namazın farzlarını öğrenmesi, hemen farz olur. Sünnetlerini öğrenmesi de sünnet olur. Akşam olunca, akşam namazının üç rekat olduğunu öğrenmesi farz olur. Ramazan ayı gelince, orucun farzlarını öğrenmesi farz olur. Zengin olunca, bir sene sonra, zekâtı öğrenmesi farz olur. Haccı öğrenmesi, hacca gideceği zaman farz olur. İşte, her şeyi zamanı gelince öğrenmesi farz-ı ayn olur. Mesela evlenmek istediği zaman, nikâh bilgilerini, kadın, erkek haklarını, kadınların özür hâllerini öğrenmesi farz olur. Bir sanata, ticarete başlayınca, bunlardaki emir ve yasakları, faizi öğrenmesi lazım olur. Hangi sanata başlayacaksa zamanın ona ait fen bilgilerini de mektepte öğrenmesi farz olur. Herkese kendi sanatını okuması, öğrenmesi farz olur. Başka sanat bilgilerini öğrenmesi farz olmaz. Harp zamanında da askerliği ve yeni silahları yapmak, kullanmak, korunmak için, fen bilgilerini kısaca öğrenmek, her Müslümana farz-ı ayn, bunlarda ihtisas kazanmak ise farz-ı kifâyedir.
Haramları öğrenmek de, herkese başka türlü farz olur. Mesela, erkeklerin ipek giydiği bir yerde bulunanların, ipek giymenin haram olduğunu öğrenmesi ve bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi farz olur. Sunî ipek giymek erkeklere de haram değildir. Alkollü içkiler içilen, domuz eti yenilen, başkasının hakkı, faiz, rüşvet alınan, kumar oynanan yerde bulunanların, bunların haram olduğunu öğrenmesi farz olur. Kadın erkek birlikte oturanların da mahrem ve namahrem olan kadınları, yani bakması caiz olan ve olmayan kadınları öğrenmesi farz olur. Avret yerleri açık olan yerlerde bulunan Müslümanların, örtmesi farz olan yerlerini öğrenmeleri lazımdır. Bu yerlerini açmak ve başkasının açık yerine bakmak günah olduğu gibi, bunu bilmemek de ayrı günahtır.”
***
Sual: Çocuğun selamına cevap vermek vacib olur mu? Çocuk, ana-babasından izinsiz sefere çıkabilir mi?
Cevap:
Akıllı çocuk, alış-verişe ve zekât vermeğe vekil yapılabilir. İzinli olsa dahi kefil olamaz. Çocuğun selamına cevap vermek vacib olur. Çocuğa selam vermek câizdir. Müslüman olması sahih olup, mürted olması sahih değildir. Mürted olmağa sebep olunca öldürülmez. Besmele ile kestiği yenir. Kadınlara bakması ve halveti câizdir. Küçük kız, mahrem olmayan emin kimse ile sefere çıkabilir. Çocuk kaçıran, kız kaçıran, birinin zevcesini kaçıran, bunları getirinceye veya ölüm haberleri gelinciye kadar hapis olunur. Çocuğa tehlikeli iş yaptırınca çocuk ölürse, yaptıran diyetini öder.
Çocuk çukura, suya düşüp ölürse, anası babası cezalanmaz. Elinden düşürüp ölürse, kefaret lâzım olur ki, altmış gün oruç tutar. Çocuğun anasından, babasından izinsiz herhangi bir sefere çıkması câiz değildir. Ananın babanın, günah olmayan emirlerine itaat etmesi farz-ı ayndır. (Berîka)da, ayak afetleri başındaki hadîs-i şerifte, (Ananın, babanın yüzüne merhamet ile bakana, makbul hac sevabı verilir) buyuruldu. Baliğ olan çocuğun da, seferin tehlikeli olması veya kendisine muhtaç olmaları hâlinde, izinleri olmadan gitmesi câiz değildir.
Ana baba olmazsa, ced ve cedde onların yerine geçer. Bunlardan izinsiz yapılan hac mekruh olur. Ana-baba veya babanın terbiye için izin verdiği hoca, çocuğu elleri ile üç defa vurarak terbiye edebilirler. Fakir oğlunu da evlendirmek babaya vacibtir. Çocuğun malını ona harcetmeğe, babası veya dedesi veli olur. Anası olmaz. Anası, kendi yanında kalan çocuğun ihtiyacını onun parası ile satın alabilir.) (Tam İlmihal s. 900)
Çocuk çukura, suya düşüp ölürse, anası babası cezalanmaz. Elinden düşürüp ölürse, kefaret lâzım olur ki, altmış gün oruç tutar. Çocuğun anasından, babasından izinsiz herhangi bir sefere çıkması câiz değildir. Ananın babanın, günah olmayan emirlerine itaat etmesi farz-ı ayndır. (Berîka)da, ayak afetleri başındaki hadîs-i şerifte, (Ananın, babanın yüzüne merhamet ile bakana, makbul hac sevabı verilir) buyuruldu. Baliğ olan çocuğun da, seferin tehlikeli olması veya kendisine muhtaç olmaları hâlinde, izinleri olmadan gitmesi câiz değildir.
Ana baba olmazsa, ced ve cedde onların yerine geçer. Bunlardan izinsiz yapılan hac mekruh olur. Ana-baba veya babanın terbiye için izin verdiği hoca, çocuğu elleri ile üç defa vurarak terbiye edebilirler. Fakir oğlunu da evlendirmek babaya vacibtir. Çocuğun malını ona harcetmeğe, babası veya dedesi veli olur. Anası olmaz. Anası, kendi yanında kalan çocuğun ihtiyacını onun parası ile satın alabilir.) (Tam İlmihal s. 900)