CEVAP
Resulullah’ı küçümsemek elbette küfür olur. O, bütün insanların en iyisidir. Bir hadis-i şerifte de, (Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir) buyuruluyor. (Hatîb)
Kur’an-ı kerim Peygamber efendimizin övgüsüyle doludur. Fetih sûresinin, (Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur) mealindeki 28. âyet-i kerimesi de Resulünün en üstün olduğunu göstermektedir. Peygamber efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” bir millete, bir bölgeye değil bütün dünyaya, bütün insanlara peygamber olarak gönderilmiştir. Sebe sûresinin (Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik) mealindeki 28. âyet-i kerimesi bütün insanlara peygamber olarak geldiğini bildirmektedir.
Enbiya sûresinin, (Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik) mealindeki 107. âyeti de, bütün insanlar için rahmet olduğunu bildirmektedir. Bunun aksini savunmak din düşmanlığıdır. Peygamber efendimiz, bütün insanların, bütün peygamberlerin yani âlemlerin efendisidir, kâinatın efendisidir. Bu konuda birkaç hadis-i şerif:
(Ben âlemlerin efendisiyim.) [Beyhekî]
(Ben bütün insanların efendisiyim.) [Buhârî, Tirmizî, İbni Mace, İ. Ahmed, Darimî]
(Ben bütün peygamberlerin seyyidiyim, efendisiyim.) [Darimî İ. Neccar]
(Kıyamette insanların seyyidiyim, efendisiyim.) [Buhârî, Müslim, Tirmizî]
Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bunları bildirirken, (Bunları övünmek için söylemiyorum, hakikati bildiriyorum. Hakikati bildirmek benim vazifemdir. Bunları söylemezsem vazifemi yapmamış olurum) buyuruyor.
Kitap sırası
Sual: Kitaplar kütüphaneye, yukarıdan aşağıya doğru nasıl yerleştirilmelidir?CEVAP
Şu sırayla yerleştirilmeli: Mushaf, tefsir, hadis-i şerif, kelam, fıkıh, tasavvuf kitapları ve diğerleri. Hakikat Kitabevi yayınlarının hepsinde, bu ilimlerin bilgileri vardır. Mushaf’tan sonra, istenen sırayla konabilir.
Sünnetle farz arasında
Sual: Sünnetle farz arasında, müezzin, (Allah rızası için Fâtiha) dese, Allah rızası dediği için okumak gerekiyor mu?CEVAP
Hayır gerekmez. Müezzin, öyle dese de, sünnetle farz veya farzla sünnet arasında bir şey okunmaz. Hanefî fıkıh kitaplarında deniyor ki: Farzla sünnet veya sünnetle farz arasında konuşmak ve herhangi bir dua okumak, sünnetin sevabını azaltır. Esah olan kavilde, sünneti iade etmek gerekir. (Dürr-ül-muhtar, Bahr-ür-râık, Nimet-i İslam)
Fâtiha'yı farzla sünnet arasında okumak mekruhtur. (F. Bilgiler)
Sabahın sünnetini evinde kılıp camiye gelen kimse de, konuşmaz, sesli olarak bir şey okumaz, yolda selam veren olsa bile selamı almaz. Hâlbuki selamı almak farzdır.
(Allah rızası için) denince, istenen şey dine uygun değilse yapılmaz. Mesela (Allah rızası için benimle içki iç) diyenin istediği yapılmaz.
(Allah aşkına) diyerek bir kimseden dünyalık şey istemek caiz değildir. İsteyene bir şey verilmezse günah olmaz. (Hadika)
Sünnete aykırı olarak müezzin, sünnetle farz arasında (Allah rızası için Fâtiha okuyun) dese de okumak gerekmez. Bunun gibi imam hutbede, (Allah rızası için dua edin, salevat getirin, benim duama âmin deyin) dese de, dine aykırı emri yerine getirilmez.