Cevap:
Bu konuda Mumammed Ma'sûm hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
"İşlerinizi, sözlerinizi ve ahlakınızı, dinini bilen ve seven, dindar âlimlerin sözlerine ve kitaplarına uydurmalısınız. Salih kullar gibi olmalısınız ve onları sevmelisiniz. Uykuda, yemekte ve söylemekte aşırı gitmeyip orta derecede olmalısınız. Seher vakti yani gecelerin sonunda kalkmaya gayret etmelisiniz. Bu vakitlerde istiğfar etmeyi, ağlamayı, Allahü teâlâya yalvarmayı ganimet bilmelisiniz.
Salihlerle düşüp kalkmayı aramalısınız. (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) hadis-i şerifini unutmayınız! Şunu, iyi biliniz ki, ahireti isteyenlerin dünya lezzetlerine düşkün olmaması lazımdır.
Mubah olan lezzetleri bırakamazsanız, hiç olmazsa, haramlardan ve şüphelilerden kaçınınız ki, ahirette kurtulmak umulsun. Fakat, her türlü altın ve gümüş eşyanın ve çayırda otlayan hayvanların ve ticaret eşyasının zekâtını ve topraktan, tarladan, ağaçtan alınan mahsullerin uşrunu da herhâlde vermek lazımdır. Bunların verilecek miktarları, fıkıh kitaplarında bildirilmiştir.
Zekâtı ve fıtraları, İslâmiyetin emrettiği kimselere seve seve vermelidir. Akrabayı ziyaret etmeli, mektupla gönüllerini almalıdır. Komşuların haklarını gözetmelidir. Fakirlere ve borç isteyenlere merhamet etmelidir. Malı, parayı, İslâmiyetin izin vermediği yerlere harcetmemeli, izin verilen yere de, israf etmemelidir. Faizden, kumarlı ve kumarsız oyunlardan sakınmalıdır. Parayı oyunlara, haramlara, çalgılara, süslenmeye, gösteriş yapmaya, öğünmeye, mal toplamaya kullanmamalıdır. Bunlara dikkat edince, mal, zarardan kurtulur ve dünyalıklar, ahiretlik hâlini alır."
***
Sual: Herhangi bir konuda münakaşa etmek, tartışmak, insanlar arasındaki dostluğu, samimiyeti giderir mi?
Cevap:
Kimse ile münakaşa etmemelidir. Çünkü münakaşa, dostluğu giderir, düşmanlığı arttırır. Hiç kimseye kızmamalıdır. Hadis-i şerifte; (Gadab etme, kızma!) buyuruldu. Fitne, fesat zamanında, ineğe tapanları görünce, ineğin ağzına saman vermeli, onları kızdırmamalıdır.