Sual: Dinimizde tedavi olmanın, ilaç kullanmanın hükmü nedir?
Cevap: Hastayı tedavi etmek sünnettir. Tedavinin, ilaçla, sadaka vermekle ve dua ile yapılacağı bildirildi. Tecrübe edilip, tesirlerinin kati, kesin olduğu anlaşılan aşıları, serumları, mikrop öldüren ve benzerleri ilaçları kullanmanın farz olduğu İbni Âbidînin Hazar ve İbâha kısmından anlaşılmaktadır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Hastalığınızı tedavi ediniz! Çünkü, Allahü teâlâ, ölümden başka her hastalık için, deva, ilaç yaratmıştır.)
Mevâhib-i ledünniyye şerhinde buyuruluyor ki:
“Hadis-i şerifte, tedavi olunuz buyuruldu. Bu hadis-i şerife göre, ölüme veya bir farzı terk etmeye mâni olacak tedavi ve kalb hastalıklarının tedavisi farzdır. Başka hastalıkların tedavisi sünnettir.”
Tâtârhâniyyede; “Başka çare olmayınca, ölümden kurtulmak için ameliyat olmak caizdir” deniyor
Musa aleyhisselam hastalanmıştı. İlacını söylediklerinde;
-İlaç istemem, Allahü teâlâ şifasını verir dedi. Hastalık uzadı ve ağırlaştı. Bunun üzerine kendisine;
-Bu hastalığın ilacı meşhurdur ve tecrübe edilmiştir, az zamanda iyi olursunuz dediler. Bunun üzerine yine;
-Hayır, ilaç istemem dedi ve hastalık arttı. O zaman vahiy gelip; (İlaç kullanmazsan, şifa ihsan etmem) buyurulunca, ilacı içti ve iyi oldu. Fakat kalbine bir şey geldi. Vahiy gelip, Allahü teâlâ buyurdu ki; (Sen tevekkül etmek için, benim adetimi, hikmetimi değiştirmek istiyorsun. İlaçlara, faydalı tesirleri kim verdi? Elbette ben yaratıyorum) buyurdu.
Allahü teâlâ, ilaçları, şifa için sebep yapmıştır. Ekmek ile suyu doyurmaya sebep yaptığı gibi, ilaçları da, hastalıkları gidermeye sebep yapmıştır. Bütün sebepleri yaratan, bunlara tesir kuvveti veren, Allahü teâlâdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Musa aleyhisselam, Ya Rabbî! Hastalığı yapan kimdir, hastalığı iyi eden kimdir, dedi. Cenâb-ı Hak, her ikisini de yapan benim, buyurdu. O hâlde, tabibe ne lüzum var deyince, onlar, şifa için yarattığım sebepleri bilir ve kullarıma verir. Ben de onlara, bu yoldan rızık ve sevap veririm, buyurdu.)
Görülüyor ki, doktora gitmeli, ilaç kullanmalıdır. Fakat şifayı Allahü teâlâdan istemelidir. Çünkü ilaç içip de iyi olmayan, ameliyat masalarında kalıp can veren az değildir.
***
Sual: Herhangi bir kimseyi övmek için (mucize yaptı) ve herhangi bir olay için mucize demek uygun mudur?
Cevap: Mucizeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Her şeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Allahü teâlâdan başka yaratıcı yoktur. Şu kadar ki, bu dünyanın ve dünya işlerinin düzgün olması için, Allahü teâlâ, her şeyin yaratılmasını sebeplere bağlamıştır. Bir şeyin yaratılmasını isteyen kimse, o şeyin sebebini kullanır. Sebeplerin çoğu, düşünmekle, tecrübe ile, hesapla bulunacak şeylerdir. Bir şeyin sebebi yapılınca, Allahü teâlâ, o şeyi, dilerse yaratır. Mucize ve keramet böyle değildir. Allahü teâlâ bunları sebepsiz olarak, harika olarak yaratır. Sebebe yapışmak, Allahü teâlânın âdetine uymaktır. Allahü teâlânın sebepsiz yaratması, âdetin hâricine çıkmak olur, harika olur. Mucize, yalnız Peygamberde hâsıl olur. Başkasında hâsıl olmaz. Herhangi bir kimseyi övmek için (Mucize yaptı) demek, (Mucize olarak kurtuldu) demek, Onun Peygamber olduğunu söylemek olur. Bunda niyete bakılmaz, söze bakılır. Herhangi bir kimseye peygamber demek küfür olur. Söyleyenin imanı gider. Allahü teâlâdan başkasına yaratıcı demek, (falanca yarattı) demek de böyledir. Müslümanlar, böyle tehlikeli şeyler söylememelidir]. (Hak Sözün Vesikaları s. 298)