Sual: Abdülaziz bin Abdullah ibni Baz tarafından yazılan ve Medine İslam Üniversitesi tarafından yayınlanan bir kitapta, (Dünya'nın döndüğüne inanan kimse kâfir olur, yaşama ve mülküne malik olma hakkını kaybeder. Onu öldürmek vacibdir. Eğer Dünya dönseydi ülkeler, dağlar, ağaçlar, nehirler, denizler bir kararda kalmazdı. İnsanlar, batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batıya kaydığını görürlerdi. Kıblenin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi) gibi saçma sapan şeyler yazıyor. Çömezlerinden İbni Useymîn denilen kimse de, Dünya'nın döndüğünü inkâr ediyormuş. Ölmüş olan bu İbni Baz Vehhâbî değil miydi? Haydi diyelim, kendisinin bilimden haberi yok. Üniversite bunu nasıl neşrediyor ki?
CEVAP
Vehhâbîler bid’at ehlidir. Bid’at ehlinin yazılarına itibar edilmez. Bunun üzerinde durmaya da değmez. Bu iki Vehhâbî, Türkiye’deki yandaşlarınca savunuluyor, (Bu önemli bir şey değil, âlim hata etmez mi?) diyorlar. Bunların, Dünya’nın dönmediğini söyledikleri, ama inanmayanlara kâfir demediklerini,
Güneş’in döndüğünü inkâr edenler için söylediklerini savunuyorlar. Zırva tevil götürmez. Bu iki Vehhâbî’nin sözleri tevil edilerek, pisliklerini temizlemeye çalışıyorlar. Bu olay, onları savunanların vahim durumunu da ortaya çıkarıyor. (Elbette yanlış söylüyorlar) diyemiyorlar.
Müslümanların Vehhâbîlerden öğrenecekleri bir şey yoktur. Onları âlim sanarak savunmak, çok dehşet vericidir. Bunu değil bir âlim, bir ilkokul öğrencisi söylese, o dersten zayıf alır. Bu kadar yanlış söyleyen birine nasıl âlim denir? Acaba bu, İngilizlerin kurduğu Vehhâbîliği savunmanın yeni bir taktiği midir? Din düşmanları, kendi maşalarına böyle bilime aykırı şeyler söyletip, sonra da (Bakın Müslümanlar cahildir) diyorlar.
CEVAP
Evet, iyidir. S. Ebediyye’de deniyor ki: Kefaret iskatı, buğday yerine un veya bir sa’ arpa, hurma, üzümle de hesap edilerek, bunlar da verilebilir. Çünkü bunlar buğdaydan daha kıymetli oldukları için, fakire daha faydalıdır. Hepsi yerine kıymetleri olan altın veya gümüş de verilebilir. (Meyyit için iskat bahsi)
Güneş’in döndüğünü inkâr edenler için söylediklerini savunuyorlar. Zırva tevil götürmez. Bu iki Vehhâbî’nin sözleri tevil edilerek, pisliklerini temizlemeye çalışıyorlar. Bu olay, onları savunanların vahim durumunu da ortaya çıkarıyor. (Elbette yanlış söylüyorlar) diyemiyorlar.
Müslümanların Vehhâbîlerden öğrenecekleri bir şey yoktur. Onları âlim sanarak savunmak, çok dehşet vericidir. Bunu değil bir âlim, bir ilkokul öğrencisi söylese, o dersten zayıf alır. Bu kadar yanlış söyleyen birine nasıl âlim denir? Acaba bu, İngilizlerin kurduğu Vehhâbîliği savunmanın yeni bir taktiği midir? Din düşmanları, kendi maşalarına böyle bilime aykırı şeyler söyletip, sonra da (Bakın Müslümanlar cahildir) diyorlar.
İskatta üzüm
Sual: Sadaka-i fıtırda olduğu gibi, iskatta da, hurma veya kuru üzümden hesap etmek daha iyi midir?CEVAP
Evet, iyidir. S. Ebediyye’de deniyor ki: Kefaret iskatı, buğday yerine un veya bir sa’ arpa, hurma, üzümle de hesap edilerek, bunlar da verilebilir. Çünkü bunlar buğdaydan daha kıymetli oldukları için, fakire daha faydalıdır. Hepsi yerine kıymetleri olan altın veya gümüş de verilebilir. (Meyyit için iskat bahsi)