Cevap: Bu konuda Süleyman bin Cezâ hazretleri, Eyyühel-veled kitabında buyuruyor ki:
“Şu sûreleri akşam, sabah üçer kere Besmele ile oku ve zevcene, çocuklarına da okut!
1- İhlâs, Kulhüvallahü sûresi. 2- Muavvizeteyn yani Kul e'ûzü birabbil felak ile Kul e'ûzü birabbinnâsi. 3- Fâtiha-i şerife yani Elhamdülillahi sûresi. Bu dört sûreyi akşam, sabah üçer kere okuyan, malını, canını, çoluk çocuğunu, bütün belalardan muhafaza etmiş olur. Bunlardan başka Kulyâeyyühelkâfirûn sûresini akşam, sabah okuyan kimse, kendisini şirkten korumuş olur. Akşam, sabah şu duayı okuyan kimse, sihir, büyü ve zalimlerin şerrinden, belalardan emin olur. Dua şudur:
“Bismillâhirrahmânirrahîm, bismillâhillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil erdı velâ fissemâi ve hüvessemîul’alîm.”
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Allahü teâlânın üç ismi vardır ki, dilde hafif, terazide ise çok ağırdır. "Sübhânallahi vel hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahü vallahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâbillahil aliyyil azîm." Bunun her bir kelimesine yüz sevap verilir.)
Yatağa yatarken ve yataktan kalkınca ve her namazda, duadan ve salevattan sonra, istiğfarların en büyüğü olan şu duayı oku ki, günahlar affolur. "Estagfirullahel azîm el kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh."
***
Sual: Bir kimse, tarlasına, başkasına verilmek üzere buğday ekse, bu mahsul, kimin olur?
Cevap: Bu konuda Fetâvâ-yı Hindiyyede deniyor ki:
“Köy halkı, imam için tohum ekseler, mahsul imama teslim edilmemiş ise, mahsul tohum sahiplerinin olur. Yardım için toplanan para, mal da böyledir.”
***
Sual: Bir cenaze taşınırken, bu cenazeyi görenlerin, cenaze geçinceye kadar ayakta beklemesi mi gerekir yoksa nasıl hareket etmelidirler?
Cevap: Yolda dükkanda, kahvede olan Müslümanlar, bir cenaze görünce, gidip hiç olmazsa kırk adım taşımalı ve biraz arkasından yürümeli, ruhuna Fatiha ve dua okumalıdır. Cenazeyi görünce, olduğu yerde ona karşı dikilip beklemenin tahrimen mekruh olduğu, Merâkıl-felâhda ve Halebî-i kebîrde yazılıdır. Cenazeyi taşıdıktan sonra, arkasından yürümelidir. Peygamber efendimizin, Sa’d bin Mu’âz hazretlerinin cenazesini taşıdığı muteber kitaplarda yazılıdır.
***
Sual: Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz mı?. Böyle iki niyet edince, hem kaza, hem sünnet kılınmış mı olur?
Cevap: Kaza namazları, farzdan gayrı namaz oldukları için, sünnet namazın tarifine uymaktadır. Bundan dolayı, kaza namazı kılarken, ayrıca niyet etmeğe lüzum olmadan sünnet de kılınmış olmaktadır. Ayrıca sünnet kılmağa niyet lâzım olmamaktadır. Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmuyor. Fakat sünnet namazlar için vaat edilmiş olan sevaplara kavuşabilmek için, kaza namazına niyet ederken, vaktin sünneti için de niyet etmek, yani kalbinden geçirmek lâzım olmaktadır. Böyle iki niyet edince, hem kaza, hem sünnet, üç imama göre de sahih olmakta, hem de sünnet sevabı da hâsıl olmaktadır.
Oflu Muhammed Emîn efendi merhumun (Necât-ül-mü’minîn) kitabının son sahifesindeki yazısında, (Sabahtan başka namazların sünnetlerini kılarken, hem evvel kazaya kalmış olan namazın kazasına, hem de vaktin sünnetine birlikte niyet edilir. Böylece hem kaza borcu ödenilmiş, hem de sünnet sevabına kavuşulmuş olur) diyor. (İslâm Ahlâkı s. 411)