Cevap: Zekât ve hac farz olan kimse, önce hemen hacca gider. Hacdan arta kalandan zekâtını verir. Hacca gidemezse, hepsinin zekâtını verir. Hac vakti geldikten, yani farz olduktan sonra, hac parası ile ihtiyacı olan eşyayı, yani ev, bir senelik yiyecek satın almak caiz olmaz. Hacca gitmesi lâzım olur. Hac vakti gelmeden önce satın alması caiz olur. Çünkü hac, vakti gelmeden önce farz olmaz.
Zekâtı, nisaba malik olduktan bir hicrî sene sonra, vermek farz olur. Zekât vermek farz olduğu bu zaman, herkes için başkadır. Bu zaman, hac zamanından evvel ise, malın, paranın hepsi için zekât verilip, geri kalan para ile hacca gidilir. Zekât vermek zamanı, hac zamanına rastlarsa veya hac zamanından sonra ise, önce hacca gidilir. Hacdan sonra, elde mevcut paranın zekâtı verilir.
Eda şartlarını temin etmek lâzımdır. Yalnız, kadının hacca gitmek için evlenmesi veya Şafii mezhebini taklit etmesi lâzım değildir. Çünkü zevc, zevcesini hacca götürmeğe mecbur değildir. Hacca giden bir erkek ile muvakkat nikâhlanması da lâzım olmadığı (Dürr-ül-müntekâ)da yazılıdır.
Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı kabul olur ise de, haramdır. Erkeği ile gidince de, otelde, tavafta, sa’yda ve taş atarken, erkekler arasına karışması haramdır ve haccın sevabını giderdiği gibi, büyük günaha girer. Ebedi mahrem erkeği bulunmayan kadın, ihtiyarlayınca, göremez olunca veya iyi olmayacak bir hastalığa yakalanınca yerine vekil gönderir. Daha önce göndermez. (Tam İlmihal s. 342)
***
Sual: Vekil olarak hacca gitmekle, nafile olarak gitmek aynı mıdır? Fakir, hac yolunda açlıktan, yorgunluktan ölürse, günaha girer mi?
Cevap: Hacının vekil olarak gitmesi, kendi için tekrar gitmesinden efdaldir. Fakir kimse, nafile olarak hacca gidince, mikada vardığı zaman, Mekkeli gibi olup, yürüyebiliyorsa hac etmesi farz olur ve farzı ifaya niyet eder. Nafile hac yapmağa niyet ederse, tekrar hac yapması lâzım olur. Fakir olan vekil böyle değildir. Çünkü başkasının kudreti ile oraya gelmiş ve dönecektir. Zenginin hac sevabı, fakirin hac sevabından daha çoktur. Fakir, hac yolunda açlıktan, yorgunluktan ölürse, günaha girer. Yolda başkalarından yardım istemeğe muhtaç olan fakirin hacca gitmesi mekruhtur. Kendisi serbest bırakılan vekil, yolda hasta olsa da, olmasa da, parayı başkasına verip, onu gönderebilir. İzin verilmemiş ise, gönderemez. Arafat’ta durmadan önce ölen bir hacı, farz olduğu sene gidip öldü ise, hac vasiyet etmez. Birkaç sene sonra gitmiş ise, kendi şehrinden vekil göndermesi için vasiyet etmesi vacip olur. Bildirdiği yerden veya bildirdiği para ile yapılabilecek yerden de gönderilir. Vasiyette kullanılan kelimelere dikkat etmelidir. (Tam İlmihal s. 342)
***
Sual: Hac ibadetinin yerine getirilmesi için de belli şartlar var mıdır?
Cevap: Hac ibadetinin farz olmasından başka, bu ibadeti yerine getirebilmesi için de belli şartlar vardır ki bunlara Eda şartları denir ve dört tanedir:
1- Hapsedilmiş veya yasaklanmış olmamak.
2- Hac için gideceği yolun ve hac yerinin selamet ve emniyetli olması lazımdır. Gemi, tren, otobüs veya uçaklardan tehlikeli olan ile gitmek lazım olduğu zaman, hacca gitmek farz olmaz. Eşkıyaların, hacıların canına, malına saldırdığı yıllarda hacca gitmek farz olmaz.
3- Mekkeden üç gün üç gecelik uzak yerlerde bulunan hür kadının hacca gidebilmesi için, üç mezhepte, kocasının veya nikahı düşmeyen ebedi mahrem akrabasından fasık, mürtet olmayan akıllı, büluğa ermiş bir erkeğin beraber gitmesi lazımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır. Künûz-üd-dekâıkda yazılı Bezzârın bildirdiği hadîs-i şerifte;
(Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez!) buyuruldu. Zamanımızda fesat çoğaldığı için, nikahtan ve sütten olan mahrem akraba ile sefere gitmemelidir. Zengin olan kadının, mahremi ile bir kere hacca gitmesine kocası mani olamaz. Zira zevcin, kocanın farzlara mani olmaya hakkı yoktur.
4- Kadın, iddet halinde yani kocasından yeni ayrılmış olmamaktır.
***
Sual: Bir kimseye hac farz olduktan sonra, bunu geciktirmesi, sonraki senelere bırakması günah olur mu?
Cevap: Vücub şartları bulunmakla beraber, eda şartları da kendisinde bulunan kimsenin, o sene hacca gitmesi farz olur. O sene, hac yolunda ölürse hac sakıt olur ve bu kimsenin vekil gönderilmesi için vasiyet etmesi de lazım olmaz. Farz olduğu o sene gidilmezse, günah olur. Farz olduktan sonra hacca gitmeyi, daha sonraki senelere bırakan kimse fasık olur. Çünkü küçük günaha devam etmek, büyük günah olur. Sonraki senelerde, hac yolunda, evinde hasta olursa, hapse düşerse veya hacca gidemeyecek şekilde sakatlanırsa, yerine başkasını, kendi memleketinden bedel göndermesi veya bunun için vasiyet etmesi lazımdır. Bedel gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, geciktirme günahı affolur. İmam-ı Muhammed ve imam-ı Şâfii hazretlerine göre, sonraki senelere bırakması da caizdir.