Cevap: Allâme Ahmed Tahtâvî hazretleri Merâk-ıl-felâh haşiyesinde buyuruyor ki:
“İstiska, yağmur duası için sahraya çıkmak demektir. Hamd ederek, istiğfar okuyarak dua edilir. Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kiram ve İslâm âlimleri, yağmur duası yaptılar. Çıkılan yerde imam, evvela yalnızca veya cemaat ile iki rekat namaz kılar veya kılmayıp yerde asaya dayanıp bir hutbe okur. Sonra kıbleye dönüp, avuçları semaya karşı açık olarak omuzları hizasına kaldırıp ayakta dua eder. Hazır olanlar, arkasında oturarak dinleyip âmin der. Yalnız yağmur duasında kollar omuzdan yukarı kaldırılır. Bir şey istemek için yapılan dualarda, avuçları semaya karşı açmak sünnettir. Hadîs-i şerifte; (Kul ellerini kaldırıp dua edince, Allahü teâlâ onun duasını kabul etmemekten hayâ eder) buyuruldu.
Hastalık, kahtlık, kıtlık ve düşmandan kurtulmak için yapılan dualarda avuç içleri yere çevrilir. Kollarını kaldıramayan, sağ elinin şehadet parmağını uzatarak işaret eder. Yağmur duasına, fasıla, ara vermeden, üç gün çıkmak, eski, yamalı giymek, çıkmadan önce sadaka vermek, üç gün oruç tutmak, çok tevbe ve istiğfar etmek, kul haklarını ödemek, hayvanları da çıkarıp, yavrularından ayrı bulundurmak, ihtiyarları ve çocukları da çıkarmak sünnettir. Elbiseler ters çevrilmez. Kâfirler getirilmez. Onların cemaate karışmaları mekruhtur.”
Kadınlar erkeklerden uzak, sabiler analarından ayrı bulunur.
***
Sual: Mahşer günü sırattan rahatlıkla geçebilmek için ne gibi bir yol takip etmelidir?
Cevap: Bu konuda Süleymân bin Cezâ hazretleri, Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki:
“Gecenin en karanlık zamanında, yani seher vaktinde ibadet eyle ki, yarın sırattan geçerken her tarafın aydınlık olsun.”
İbadetlerin en kıymetlisi ilmihal kitabı okumak, öğrenmek ve öğretmektir.
***
Sual: Beş vakit namaz için ezan okumaya ne zaman başlanıldı, önceden ezan yerine başka bir şey okunuyor mu idi?
Cevap: Mir'ât-ül haremeyn kitabının Medine kısmında, bu konuda şu bilgi verilmektedir:
“Ezan okumak, hicretin birinci senesinde, Medine’de başladı. Bundan önce, namaz vakitlerinde yalnız Essalâtü câmi'a denirdi.”
***
Sual: Allahü teâlânın emirlerine uyulmadığı zaman bereket ve rızıklar azalır mı? Senelerce kılınmamış namazların kazası ve tevbesi nasıl yapılır?
Cevap: Senelerce kılınmamış namazları kaza etmek, imkansız gibi olmuştur. İnsanlar, İslâmiyeti terk ettikleri için, yani Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymadıkları için ve İslâm dininin gösterdiği rahat ve huzur yolundan ayrıldıkları için, dünyada bereket kalmadı. Rızklar azaldı. Tâhâ sûresinde yüzyirmidördüncü âyet-i kerimesinde mealen, (Beni unutursanız rızklarınızı kısarım) buyuruldu. Bunun için, iman rızkı, sıhhat rızkı, gıda rızkı, insanlık ve merhamet rızkı ve daha nice rızklar azaldı. (Hâşâ, zulüm etmez kuluna hüdâsı, herkesin çektiği kendi cezası) sözü Nahl sûresinin otuzüçüncü âyetinden alınmıştır. Bugünkü küfür karanlıkları ve Allahü teâlâyı, Peygamberi “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, İslâmiyeti unutmanın bereketsizlikleri ve sıkıntıları içinde, insan gece gündüz, kadınlı erkekli çalışıp, bir ailenin nafakasını, rahat yaşamasını temin edemez hâle gelmiştir. Allahü teâlâya inanmadıkça, Onun bildirdiği İslâm dinine uymadıkça, Onun Peygamberinin güzel ahlâkı ile bezenilmedikçe, beş vakit namazı vaktinde kılmadıkça, dalâlet, felâket akıntısını durdurmak imkânsızdır.
Namazların kazalarını ödeyebilmek için, her gün, sabah namazından başka, dört vakit namazın sünnetlerini kılarken, ilk kazaya kalmış namazı kaza etmeği de niyet etmelidir. Böylece her gün, bir günlük namaz kazası ödenmiş olur. Hem de, sünnet kılınmış olur. Kazaların bu niyet ile nasıl kılınacağı ve kılınması lâzım olduğu, (Se’âdet-i Ebediyye) kitabında uzun bildirilmiştir. Günahlara bir kere tevbe etmekle, bunların hepsinin af olacağı bildirilmiştir. Namaz tevbesinin sahih olması için, terk edilmiş olan her namazın kaza edilmeleri lâzımdır. Kazalarını kılarak, tevbe etmeğe başlayan, ömür boyunca, yani kazaları bitirinceye kadar, kazalarını kılmağa niyet etmiş demektir. Allahü teâlâ bu meyyitin, bu niyetine göre, bütün kazalarını affetmektedir. Bunun gibi, istiğfar okumağa devam edenin bütün günahları ve kâfirler imana gelince, bütün geçmiş günahları af olacak ve iman etmeyenlere, Cehennemde ebedî azab yapılacaktır. (İslâm Ahlâkı s. 119)