Cevap: Bugün, yer yüzünde bulunan Müslümanlar üç fırkaya ayrılmıştır. Birinci fırka, Eshâb-ı kiramın yolunda olan, hakiki Müslümanlardır. Bunlara (Ehl-i sünnet) ve (Sünnî) ve (Fırka-i nâciyye), Cehennemden kurtulan fırka denir. İkinci fırka, Eshâb-ı kirama düşman olanlardır. Bunlara (Şii) veya (Fırka-i dâlle) sapık fırka denir. Üçüncüsü, Sünnilere ve Şiilere düşman olanlardır. Bunlara (Vehhabi) ve (Necdî) denir. Çünkü bunlar, ilk olarak Arabistan’ın Necd şehrinde meydana çıkmıştır. Bunlara (Fırka-i mel’ûne) de denir. Çünkü, bunların Müslümanlara müşrik dedikleri (Kıyâmet ve Âhıret) ve (Se’âdet-i Ebediyye) kitaplarında yazılıdır. Müslümanlara kâfir diyene Peygamberimiz lanet etmiştir. Şii fırkasını Yahudiler, Vehhabi fırkasını İngilizler kurdu. Ehl-i sünnet fırkasını Türkler korudu.
Hangi fırkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan, Cehenneme gidecektir. Her mümin, nefsini tezkiye için, her zaman çok (Lâ ilâhe illallah) ve kalbini tasfiye için (Estağfurullah) okumalıdır. Ahkâm-ı islâmiyyeye uyanın duası muhakkak kabul olur. Namaz kılmayanın, açık kadınlara bakanın ve haram yiyip içenin, ahkâm-ı islâmiyyeye uymadığı anlaşılır. Bunların duaları kabul olmaz. (İslâm Ahlâkı s. 10)
***
Sual: Kâfirlerin Cehennem ateşinden kurtulma ihtimalleri var mıdır? Bir insanın, Allahın sevgili kulu olduğu veya vatana, millete hizmetleri olduğuna inanarak, bunun resmine, heykeline, tazim etmek şirk olur mu?
Cevap: Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin de en kötüsü, en büyüğü (şirk)dir. Bir kötülüğün her çeşidini bildirmek için, çok kere, bunların en kötüsü söylenir. Bunun için, âyet-i kerimelerde ve hadîs-i şeriflerde bulunan şirk kelimesinden, her nev küfür manası anlaşılır. Nisâ sûresinin kırksekiz ve yüzonaltıncı âyet-i kerimelerinde, müşrikin hiç af edilmeyeceği bildirildi. Bu âyet-i kerimeler, kâfirlerin Cehennem ateşinde sonsuz yanacaklarını bildirmektedir.
(Şirk), Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye (Müşrik), benzetilen şeye (Şerik) denir. Bir kimsede, bir şeyde, ülûhiyyet sıfatlarından birisinin bulunduğuna inanmak, onu şerik yapmak olur. Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlara, yani (Sıfat-ı zâtiyye) ve (Sıfât-ı sübûtiyye)lere (ülûhiyyet sıfatları) denir. Sonsuz var olmak, yaratmak, her şeyi bilmek, hastalara şifa vermek, ülûhiyyet sıfatlarındandır. Bir insanda, güneşte, inekte, herhangi bir mahlukta, ülûhiyyet sıfatı bulunduğuna inanarak, ona tazim, hürmet etmeğe, ona yalvarmağa, ona (ibadet etmek), tapınmak denir. O şeyler (Sanem=put) olur. Böyle zan olunan insanın ve kâfirlerin heykelleri, resimleri ve mezarları önünde de, tazim edici şeyler söylemek, yapmak da, ibadet etmek, şirk olur. Bir insanda ülûhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmayıp, Allahın sevgili kulu olduğuna veya vatana, millete hizmetleri olduğuna inanarak, bunun resmine, heykeline, tazim etmek şirk olmaz, küfür olmaz. Fakat, herhangi bir insanın resmine hürmet etmek haram olduğu için, tazim, hürmet eden bir Müslüman fasık olur. Haram olduğuna ehemmiyet vermezse, diğer bir haramı, ehemmiyet vermeyerek yapanlar gibi (Mürted) olur. Müşrik olmayan Yahudi ve Hristiyanlar da, Muhammed aleyhisselâma inanmadıkları için kâfirdirler. [Allaha düşmandırlar.] Bunlara (Kitaplı kâfir) denir. Şimdi, Hristiyanların çoğu, İsa aleyhisselâma ülûhiyyet sıfatı isnat ettikleri için, müşriktir. Barnabas ve Aryus mezhebinde olanları, kitaplı kâfir iseler de, bunlar bugün yoktur. (İslâm Ahlâkı s. 11)