Cevap: Bu da, içinden çıkılamamış bir sualdir. Âlimlerin çoğuna göre, insanlar iyiliğe, yükselmeğe elverişli olarak doğar. Sonra, nefsin kötü arzuları ve güzel ahlâkı öğrenmemek ve kötü arkadaşlarla düşüp kalkmak, kötü huyları meydana getirir. Hadîs-i şerifte, (Herkes, Müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları sonra anaları babaları, Yahudi, Hristiyan ve imansız yapar) buyuruldu.
Kendi elinle bozuyorsun kendini!
Yoksa, Hâlık güzel yaratmıştı seni!
Bazılarına göre, insanın ruhu pis olarak dünyaya geldi. Ruhun kendisi temiz idi ise de, bedenle karışınca, bedenin ihtiyaçları onu yoldan saptırmıştır. Allahü teâlânın hidayet, iyilik nasip ettiği kimseler, doğdukları gibi pis kalmayıp, iyiliğe dönerler.
Bazıları da, ruh, yaratılışta ne iyi, ne de kötü değildir. Sonradan her iki şekle de dönebilecek hâldedir dedi. İyi huyları, güzel işleri öğrenen kimse, saadete, kemâle kavuşur. Kötüler arasında kalıp, kötü huy, çirkin işler öğrenen de, şaki, kötü olur dediler. (İslâm Ahlâkı s. 127)
***
Sual: Dünyada ve ahirette saadete kavuşmak için ne yapmalıdır? Kalbin temizlenmesi nasıl olur?
Cevap: Yapılmaması lâzım olan şeyler, ya belli bir uzuv ile yapılır, yahut bütün beden ile yapılır. Günah işlenen uzuvlardan sekiz uzuv meşhurdur. Bu uzuvlar, kalp, kulak, göz, dil, el, mide, ferc ve ayaklardır. Kalp, insanın göğsünde, sol tarafında bulunan yürek denilen et parçasına nefh olunmuş [üfürülmüş] ruhani bir latifedir. Ruh gibi, madde olmayan [mücerred olan] bir varlıktır. Günah işleyen, bu uzuvların kendileri değildir. Bunlarda bulunan his kuvvetleridir. Dünyada ve ahirette saadete kavuşmak, rahat etmek isteyen kimse, bu uzuvların günah işlemelerine mâni olmalıdır. Günah işlememek, kalbinde meleke, tabiat, hâlini almalıdır.
Namaz kılan, haram işlemeyen sünnî bir kimseye (Müttekî) ve (Salih) [iyi insan] denir. Allahü teâlânın rızasına, sevmesine kavuşarak, (Velî)si olur. Kalpte tabiat hâlini almadan, kendini zorlayarak günahlardan sakınmak da, takva olur ise de, veli olmak için, günah işlememek tabiat, huy hâlini almalıdır. Bunun için de, kalbin temizlenmesi lâzımdır. (Kalbin temizlenmesi, İslâmiyete uymakla olur.) (İslâmiyet) üç kısımdır: İlim, amel, ihlâs. Yani, emirleri ve yasakları öğrenmek, öğrendiklerine tâbi olmak, bunları yalnız Allah rızası için yapmak lâzımdır. Kur’ân-ı kerim, bu üçünü emir ve methetmektedir. (İslâm Ahlâkı s. 13)