Cevap: Kadınların, kızların başları, saçları, kolları, bacakları açık, erkeklerin de dizleri ile göbek arası açık olarak başkasının yanına çıkmaları haramdır. Yani, Allahü teâlâ, bunları yasak etmiştir. Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını bildiren dört hak mezhep, erkeklerin avret yerlerini, yani bakması ve başkasına göstermesi yasak edilmiş olan uzuvlarını farklı olarak bildirmişlerdir.
Her Müslümanın, bulunduğu mezhebin bildirdiği avret yerini örtmesi farzdır. Buraları açık olanlara, başkalarının bakmaları haramdır. (Kimyâ-i se'âdet)de diyor ki, (Kadınların, kızların, başı, saçı, kolları, bacakları açık sokağa çıkmaları haram olduğu gibi, ince, süslü, dar, hoş kokulu elbise ile örtünerek çıkmaları da haramdır. Böyle çıkmalarına izin veren, razı olan, beğenen anası, babası, zevci ve kardeşi de, onun günahına ve azabına ortak olurlar). Yani, Cehennemde birlikte yanacaklardır. Eğer tevbe ederlerse, af olunur, yakılmazlar.
Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever. Akıl, baliğ olan kızların ve kadınların, yabancı erkeklere görünmemeleri, hicretin üçüncü senesinde emir olundu. İngiliz casuslarının ve bunların tuzaklarına düşmüş olan cahillerin, Hicab âyeti gelmeden evvel olan örtünmemeği ileri sürerek, örtünmeği sonradan fıkıhçılar uydurdu demelerine aldanmamalıdır. (İslâm Ahlâkı s. 361)
***
Sual: Cansız resmi bulunan yerde namaz kılmanın mahzuru var mıdır? Canlı resmi ve köpek, cünüp kimsenin olduğu eve rahmet melekleri girmez mi? Oyuncak bebek almanın mahzuru var mıdır?
Cevap: Cansız resimleri, meselâ ağaç, manzara resimleri, nerede bulunursa bulunsun, namaz mekruh olmaz. Çünkü, küçük ve başsız ve cansız resimlere tapınılmamıştır. Güneşe, Aya, yıldızlara ve yeşil ağaca tapanlar oldu ise de, bu şeylerin kendilerine taptılar. Resimlerine tapınılmadı. Bunların aslına karşı kılmak mekruh olur.
Büyük olan ve hürmet mevkiinde bulunan canlı resmi ve köpek, cünüp kimse bulunan eve rahmet melekleri girmez. Hafaza melekleri ise, insandan yalnız cimada ve halâda ayrılır. İnsanların iki omuzunda bulunup, iyiliklerini ve kötülüklerini yazan (Kirâmen kâtibîn) ismindeki iki melek ile, cinnîlerden koruyan meleklere, (Hafaza melekleri) denir. Halâda iken yapılanları, Allahü teâlâ meleklere bildirir. Halâdan çıkınca yazarlar. Melekler, bir şey üzerine, harf ile yazmaz. Bilgileri, aklımızda, zihnimizde topladığımız gibi, bir yere toplarlar. Şimdi, teyp denilen alette, seslerin banda alınması ve sesli sinema filmlerine alınması gibi, çeşitli yazı şekilleri vardır. Göklerde, bilinmeyen kalemlerle [âletlerle] yazan melekler de vardır. Kâfirlerin yalnız kötülükleri yazılır. Her insana musallat olan cin vardır ve insanı bunlardan koruyan melekler vardır.
Çocuklara oynamak için bebek almak, imâm-ı Ebû Yûsüfe göre câizdir. (Tam İlmihal s. 239)
***
Sual: Bir kimse, annesine, babasına, dedelerine, ninelerine, çocuklarına ve torunlarına zekât verebilir mi?
Cevap: Anaya, babaya ve dedelerin, ninelerin hiçbirine ve kendi çocuklarına ve torunlara zekât verilmez. Bunlara, sadaka-i fıtır, adak ve kefaret gibi vacip olan sadakalar da verilmez. Fakir iseler, nafile sadaka verilebilir. Zevceye, hanıma da zekât verilmez. İmâm-ı a'zam hazretleri; “Kadın da, fakir olan zevcine, kocasına zekât veremez”, İmâmeyn ise; “Fakir zevcine, kocasına zekât verir” buyurdular. Fakir olan gelinine, damadına, kayınvalideye, kayınpedere ve üvey çocuğuna zekât verilir. Gayr-i müslim zimmiye sadaka ve hediye verilir.
***
Sual: Bir kimsenin bahçesine, komşusunun meyve ağaçlarının dalları uzar ve sarkarsa, bunları kesebilir veya kestirtebilir mi?
Cevap: Bu konuda Mecelle'nin 1196. maddesinde deniyor ki:
“Bir kimsenin bahçesindeki ağacın dalları komşusunun hanesi veya bahçesi üzerine uzanmış olsa, o dalları bağlayarak geri çektirmeye veya kestirmeye komşusunun hakkı vardır. Fakat, ağacın gölgesi komşusunun bahçesindeki sebzelere zarar veriyor diyerek kestiremez.” Âtıf Bey m. 1912 baskılı şerhinde, bu maddeyi şerh ederken, açıklarken diyor ki;
“Komşusu, ağacın sahibine veya hâkime müracaat ederek geri çektirir veya kestirir. Komşusu, bunlara müracaat etmeyerek, bahçesine uzanmış olanları kendi de kesebilir. Bahçesine uzanmamış mahalden kesip zarara sebep olursa, zararı ağaç sahibine tazmin eder, öder. Bağlayarak çektirmesi mümkün olan dalları, müracaat etmeden keserse, yine zararı tazmin eder, öder. Ağaç sahibine müracaat edip de, dallarını, çekmediği takdirde, bahçe sahibi kesebileceği gibi, kestirme masrafını da, ağaç sahibinden isteyebilir.”
***
Sual: Peygamber efendimiz zekât kabul etmediği, almadığı için, evlatlarına, torunlarına da zekât verilmez mi?
Cevap: Peygamber efendimizin ve amcalarının evlatlarından, kıyamete kadar geleceklere zekât verilmez. Çünkü, her muharebede, düşmandan alınan ganimetin beşte biri bunların hakkıdır. Ahmed Tahâvî hazretleri, Emâlî kitabının şerhinde buyuruyor ki:
“İmâm-ı a'zam hazretleri buyurdu ki: Bunlara ganimet hakları verilmediği için, zekât ve sadaka vermek caizdir.” Caiz olduğu Dürr-i Yektâ'da da yazılıdır.