Cevap: Namaz kılan bir kimsenin, kaç rekat kıldığını şaşırıp, namaz içinde düşünmesi, sonraki rüknün veya vacibin, bir rükün zamanı kadar gecikmesine sebep olursa, bu arada, âyet ve tesbih okusa bile, secde-i sehiv yapması lazım olur. Namazın içindeki farzlara Rükün denir. Bir âyet okumak, rüku ve iki secde, son rekatte oturmak, birer rükündür. Namazda düşünmek, bir farzı veya vacibi geciktirince, secde-i sehiv lazım oluyor. Mesela, son rekatte oturunca düşünürse, selam vermesi gecikirse, secde-i sehiv lazım olur. Fazla okuduğu salevat ve dua, sünnet olarak değil, düşünce, dalgınlık sebebi ile olduğu vakit, vacibin gecikmesi suç oluyor. Başka bir namazı kılıp kılmadığını veya dünya işlerinden herhangi birini düşünürse, bir rüknün gecikmesine sebep olsa bile, secde-i sehiv lazım olmaz.
***
Sual: Namaz kıldıktan sonra, kaç rekat kıldığında şüphe eden bir kimse, bu namazı tekrar mı kılar?
Cevap: Bir kimse, namazını bitirdikten sonra, kaç rekat kıldığında şüphe ederse, buna vesvese denir. Buna ehemmiyet vermez. Ancak namazdan sonra, bir adil Müslüman, yanlış kıldın derse, tekrar kılması iyi olur. İki adil kimse söylerse, tekrar kılması vacib olur. Adil olmazsa, sözünü dinlemez.
***
Sual: Cemaatle namaz kılındıktan sonra, cemaatten bazıları, namazı eksik kıldık derlerse, ne yapılır?
Cevap: İmam doğru, cemaat ise, yanlış kıldık derse, imam kendine güveniyorsa veya bir şahidi olursa, tekrar kılınmaz.
***
Sual: Secde-i sehiv için iki tarafa selam vermek gerekir mi?
Cevap: Secde-i sehiv yapmak için, bir tarafa selam verdikten sonra, iki secde yapıp oturulur ve namaz tamamlanır. İki tarafa selam verdikten sonra veya hiç selam vermeden de, secde-i sehiv yapmak caizdir.
***
Sual: Dinin hükümlerinden birisi hakkında vacip veya bidat olduğunda tereddüt eden kimse, bu hükmü yapar mı yoksa terk mi eder?
Cevap: Bir şeyin vacip veya bidat olmasında şüphe edilse, bu şeyi yapmak iyi olur. Bidat ile sünnet arasında şüphe olsa, o şeyi yapmamak lazım olur.
***
Sual: Abdestsiz olduğunu bilerek namaz kılanın imanı gider mi?
Cevap: Abdestsiz olduğunu bilerek namaz kılmak ve sünnet olan bir işi beğenmemek de küfür olur.
***
Sual: Her türlü namazın kılınmasının mekruh olduğu vakitler var mıdır, varsa bunlar hangi vakitlerdir?
Cevap: Hanefi mezhebinde namaz kılınması tahrimen mekruh olan üç vakit vardır. Bu üç vakit; güneş doğarken, batarken ve zeval vaktinde yani gündüz ortasında ikendir. Bu üç vakte, Kerahet zamanı denir. Bu üç vakitte başlanan farzlar sahih olmaz. Nafileler sahih olursa da, tahrimen mekruh olur. Bu üç vakitte başlanan nafileleri bozmalı, başka zamanlarda kaza etmelidir.
Güneşin doğması, üst kenarının zahiri ufuk hattından görünmeye başlayıp, bakamayacak kadar parlamasına yani Duha vaktine kadar olan zamandır. Duha vakti, güneşin tuluundan takriben 40 dakika sonradır. Bu iki vakit arasındaki zaman, yani tulu ve duha vakitleri arasındaki zaman, Kerahet zamanıdır. Duha vakti olunca, iki rekat İşrak namazı kılmak sünnettir. Bu namaza Kuşluk namazı da denir. Bayram namazı da, bu vakitte kılınır.
Güneşin batması da, tozsuz, dumansız, berrak bir havada, ziyanın geldiği yerlerin veya kendisinin bakacak kadar sararmaya başladığı vakitten batıncaya kadar olan zaman demektir. Bu vakte İsfirâr-ı şems zamanı denir.
Namaz kılması tahrimen mekruh olan vakitlerde, Kur’ân-ı kerim okunabilir, tesbih çekilebilir ve dua yapılabilir. Yalnız tilavet secdesi yapılmaz. İkindi namazının vaktinden sonra gelen mekruh vakitte, o günkü ikindi namazı, o vakte kadar kılınamamış ise, sadece o günkü ikindinin farzı kılınabilir.
***
Sual: Bir kimse, namazda iken kaçıncı rekatte olduğunu unutsa veya şaşırsa, nasıl hareket eder?
Cevap: Bir kimse, namazda iken kaç rekat kıldığını unutsa, bu şaşırması, ilk olarak başına geldi ise, selam verip namazı tekrar kılar. Şaşırmak âdeti ise, düşünüp, çok zan ettiğine göre kılar. Kuvvetli zan edemezse, az kıldığını kabul ederek namazını tamamlar.
***
Sual: Vaktin namazını kıldığında şüphe eden bir kimse nasıl hareket eder?
Cevap: Namazı kıldığında şüphe eden kimse, vakit çıkmadı ise, tekrar kılar. Vakit çıktı ise, namazı tekrar kılmaz.
***
Sual: Kadın olsun, erkek olsun, dinimizin örtmesini emrettiği yerleri açık olan kimseler yanında, Kur’ân-ı kerim okunabilir mi?
Cevap: Kendi avret yeri açık iken ve avret yeri açık olanlar yanında Kur’ân-ı kerim okumak mekruhtur.