Cevap: Hadis-i şerifte; (Herkes, kendisine ihsan edeni sever. Bu sevgi, insanın cibilliyetinde, yaratılışında mevcuttur) buyuruldu. Nefsine düşkün olan, nefsinin arzularına kavuşmak için kendisine yardım edenleri sever. Akıl ve ilim sahibi ise, medeni insan olmasına yardım edenleri sever. Kısacası, iyiler, iyileri sever. Fena, kötü kimseler de, kötüleri severler. Bir kimsenin sevdiklerine, arkadaşlarına bakarak, onun nasıl adam olduğu anlaşılır.
***
Sual: Bir Müslüman, Müslüman olsun olmasın diğer insanlara karşı nasıl davranmalıdır?
Cevap: Dosta, düşmana, Müslümana, gayr-i müslime, bidat sahiplerinden başka, herkese, tatlı dil ve güler yüz göstermelidir. İnsanlara yapılacak en faydalı ihsan, en kıymetli hediye, tatlı dil ve güler yüzdür. İneğe tapanları görünce, ineğin ağzına saman vererek, düşman olmalarına mani olmalıdır. Kimse ile münakaşa etmemelidir. Münakaşa, dostluğu azaltır, düşmanlığı arttırır. Kimseye kızmamalıdır. Kızmak, sinir ve kalp hastalığı yapar. Hadis-i şerifte; (Gadab etme!) kızma buyuruldu.
***
Sual: Bir müminin başka bir mümin üzerinde hakkı var mıdır, varsa nelerdir?
Cevap: Müminin mümin üzerinde yedi hakkı vardır:
1- Davetine gitmek. 2- Hasta olunca ziyaretine gitmek. 3- Cenazesine gitmek. 4- Nasihat etmek. 5- Selam vermek. 6- Bir zalimin elinden kurtarmak. 7- Aksırdıkta “Elhamdülillah” deyince, “Yerhamükellah” demek.
***
Sual: Bir Müslümanın hayırlı olup olmadığı anlaşılabilir mi, anlaşılabilirse bu nasıl olur?
Cevap: Müminin hayırlısı, kendisinde altı haslet bulunandır: 1- İbadet eder. 2- İlim öğrenir. 3- Fenalık, kötülük yapmaz. 4- Haramlardan sakınır. 5- Kimsenin malına göz dikmez. 6- Ölümü hiç unutmaz.
***
Sual: Yemek yerken de dikkat edilecek farzlar var mıdır?
Cevap: Yemek yemenin farzı dörttür:
1- Yediği zaman, doymayı ve içtiği zaman kanmayı, Allahü teâlâdan bilmek. 2- Helalinden yemek. 3- O yediklerinde kuvveti geçinceye dek, Allahü teâlâya kulluk etmek. 4- Eline geçene kanaat etmek.
Yemeğe başlarken, “Allahü teâlâya ibadet etmek, Onun kullarına faydalı işler görmek ve Allahü teâlânın dinini, ebedî saadet ve huzur yolunu bütün insanlara yaymak için kuvvet elde etmeye” niyet etmelidir.
***
Sual: Bir kimseye haccın farz olması için, o kimsede ne gibi şartların bulunması gerekir?
Cevap: Bir kimseye haccın farz olması için, Haccın vücub şartları diye bildirilen şartların o kimsede bulunması lazımdır ki bunlar sekiz tanedir:
1- Müslüman olmak.
2- Kâfir memleketinde olanın da, haccın farz olduğunu işitmesi lazımdır.
3- Akıllı olmak.
4- Bülüğ çağında olmak, erginliğe ulaşmak.
5- Hür olmak, köle veya hapiste olmamak.
6- Geçim ihtiyacından fazla olarak hacca götürüp getirecek ve geride kalanlara yetecek kadar, helal parası olmak. Haram malı olana, hacca gitmek değil, bunları sahiplerine ödemek farzdır. Haram mal ile hacca giden, hac yapmamak azabından kurtulur ise de, hac sevabı kazanamaz. Bu durum, gasbedilen yerde namaz kılmaya benzer. Böyle kimselerin ibadetlerine mani olmamalıdır. Zira günahlar ibadetlere mani değildir. Parasının helal olduğunda şüphesi olan, sevap kazanmak için, Yahya efendi fetvasında yazılı olduğu gibi, bir kimseden ödünç alıp bununla hacca gitmelidir. Borcunu şüpheli parası ile ödemelidir.
7- Hac vakti gelmiş olmak. Hac vakti, Arefe ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür. Yolda geçen zaman da düşünülerek, vücub şartları, bu zaman başında mevcut olan kimsenin ömründe bir kere hacca gitmesi farz olur.
8- Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, çok ihtiyar ve sakat olmamak.
***
Sual: Sadece namaz, oruç gibi bedenle yapılanlar mı ibadet olmaktadır yoksa mal ile yapılanlar da ibadet sınıfına girmekte midir?
Cevap: Dinimizin yapılmasını emrettiği ibadetler üç kısımdır:
1- Yalnız beden ile yapılan ibadettir. Namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’ân-ı kerim okumak, zikretmek böyledir. Hiç kimse, başkası yerine, bedenle yapılan ibadeti yapamaz ve bu ibadetler için kişi, kendi yerine başkasını vekil de edemez.
2- Yalnız mal ile yapılan ibadetlerdir. Zekât, sadaka-i fıtır, toprak mahsulleri zekâtı, kefaretler, fakirleri doyurmak ve giydirmek böyle ibadetlerdir. Bir kimsenin özrü olsun veya olmasın, bunun mal ile yapılacak ibadetlerini başkası, bunun izni ve malı ile yapabilir.
3- Hem beden, hem mal ile yapılan ibadetlerdir. Farz olan hac böyledir. Bir kimse hayatta iken, ancak devamlı özrü olduğu zaman, bunun emri ve malı ile yerine başkası vekaleten hac yapabilir.