Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
Camiden bazen geçmek caizdir. Yol hâline getirmek mekruhtur. Özür olursa, mekruh olmaz.
Camilere necaset sokmak mekruhtur. Üzerinde necaset bulunan kimse, camiye giremez. Fetâvâ-i fıkhiyyede diyor ki:
“Mescitte necaset gören kimsenin, bunu hemen temizlemesi lazımdır. Temizlemeyi özürsüz geciktirirse, günah olur. Namaz kılanın üzerinde, secde yerinde necaset görenin, bunu ona bildirmesi lazımdır. Bunu haber vermek ve namazı geçecek olanı uyandırmak vacip değil, sünnettir.”
Camide pazar kurmak, yüksek sesle konuşmak, nutuk söylemek, kavga etmek, silah çekmek, ceza vermek tahrimen mekruhtur.
Müminin hicvi, aşk, ahlaksızlık gibi haram şeyler bulunan şiiri okumak tahrimen mekruhtur. Camilerde ilahi ve mevlidleri namaz kılanlara mani olmamak şartı ile, ara sıra okumak caizdir. Her zaman okuyup, âdet hâline getirmek caiz değildir.
Camide bir şey yemek, uyumak mekruhtur. Misafir olan müstesnadır. Misafir, camiye girerken İtikâfa niyet etmeli, önce tehıyyet-ül-mescid olarak, namaz kılmalıdır. Sonra, yiyebilir ve dünya kelamı konuşabilir. İtikâf eden de yiyebilir, yatabilir. İtikâf sünnet-i müekkededir. İtikâfı terk etmek, beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz kılmamak gibi olduğu Berîkada yazılıdır.
Camide soğan, sarımsak gibi fena kokulu şeyleri yiyene, sigara içene mâni olmalıdır. Kasapları, balıkçıları, ciğercileri, yağcıları, üzerleri pis ise ve pis kokarsa ve üzeri pis kokanları ve cemaati dili ile incitenleri, camiden çıkarmalıdır. İlaç olarak kokulu şey özür ile veya unutarak yiyen, cemaate gelmez, mazur olur. Pis koku insanlara ve meleklere eziyet verir.
Camide, alışveriş olan her akit, sözleşme mekruhtur. Nikâh yapmak ise müstehabdır.
İbadet etmeyip, camide dünya kelamı ile meşgul olmak tahrimen mekruhtur. Ateş odunu yiyip bitirdiği gibi, camide dünya kelamı konuşmak da, insanın sevaplarını giderir. İbadetten sonra, mubah olan şeyleri, hafif sesle konuşmak caizdir. İslâmiyetin beğenmediği şeyleri konuşmak, her zaman caiz değildir.
Cami içinde tütün içmek, soğan, sarımsak yemek haramdır.
***
Sual: İslâmiyet ile ilim birbirine zıt mıdır?
Cevap: İslâm dininin inançlarını, emirlerini ve yasaklarını bildiren binlerce kıymetli kitap yazılmış, bunların çoğu, yabancı dillere çevrilerek, her memlekete yayılmıştır. Buna karşılık, bozuk düşünceli, kısa görüşlü kimseler, her zaman, İslâmın faydalı, feyizli ve ışıklı prensiplerine saldırmış, onu lekelemeğe, değiştirmeğe, Müslümanları aldatmağa uğraşmışlardır.
Din cahilleri, İslâmiyete ilim ile, fen ile, ahlâk ile, sıhhat ile, temizlik ile saldıramadıklarından, yalan söyleyerek, namertçe hücum ediyorlar.
İslâmiyete ilim ile nasıl karşı durulabilir? İslâmiyet, ilmin ta kendisidir. Kur’ân-ı kerimin birçok yeri, ilmi emir etmekte, ilim adamlarını övmektedir. Meselâ Zümer sûresi, dokuzuncu âyetinde mealen, (Bilen ile bilmeyen hiç bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir) buyruldu. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” ilmi öven ve teşvik buyuran sözleri o kadar çoktur ve meşhurdur ki, düşmanlarımız da, bunları biliyor. Meselâ (İhyâ-ül’ulûm) ve (Mevdû’ât-ül’ulûm) kitaplarında, ilmin fazileti anlatılırken, (İlmi, Çin’de de olsa, alınız!) hadîs-i şerifi yazılıdır. Yani dünyanın en uzak yerinde ve kâfirlerde de olsa, gidip ilim öğreniniz! Bu gâvur icadıdır, istemem, demeyiniz.
Bir hadîs-i şerifte de, (Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz, çalışınız!) buyuruldu. Yani, bir ayağı mezarda olan seksenlik ihtiyarın da çalışması lâzımdır. Öğrenmesi ibadettir. Bir defa da, (Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç ölmeyecekmiş gibi dünya işlerine çalışınız!) buyurdu. Bir hadîs-i şerifte, (Bilerek yapılan az bir ibadet, bilmeyerek yapılan çok ibadetten daha iyidir!) buyurdu. Bir kere, (Şeytanın bir âlimden korkması, cahil olan bin âbidden korkmasından daha çoktur!) buyurdu. İslâm dininde kadın, kocasının izini olmadan nafile hacca gidemez. Sefere, misafirliğe gidemez. Fakat, kocası öğretmezse ve izin vermezse, ondan izinsiz, ilim öğrenmeğe gidebilir. Görülüyor ki, büyük ibadet olan hacca izinsiz gitmesi günah olduğu hâlde, ilim öğrenmeğe izinsiz gitmesi günah olmuyor.
O hâlde, kâfirler, İslâmiyete ilim ile nasıl saldırabilir? İlim, ilmi kötüler mi? Elbette beğenir. Kıymetlendirir. İslâmiyete, ilim ile saldıran, mağlup olur Kâfirlerin tuzaklarına düşmemek için ne lâzım olduğunu Peygamberimiz bildiriyor: (Nerede ilim varsa, orada Müslümanlık vardır. Nerede ilim yoksa, orada kâfirlik vardır!) buyuruyor. İşte burada da, ilmi emir etmektedir.
O hâlde, kâfirlere aldanmamak için dinimizi öğrenmekten başka çare yoktur. (Tam İlmihal s. 1044)