Cevap: Yedi yaşındaki çocuğa, namaz kılmasını emretmek, on yaşında kılmaz ise, el ile döğmek lâzımdır. Mektepteki muallim, talebesini de, çalıştırmak için, el ile üç kere döğebilir. Daha fazla vuramaz. Sopa ile döğemez. İslâm mekteplerinde falaka olamaz. Sopa, karakolda, hapishanede olur. Dinsizler, gençleri İslâmiyetten soğutmak için, tiyatrolarda, filmlerde, hocaların talebeyi falakaya yatırdıklarını gösterip, din dersleri, İslâm mektepleri kapatılarak gençlik falakadan, sopadan kurtarıldı derlerse İslâm dinine iftira etmiş olurlar. İslâmiyette talebeyi sopa ile döğmek yasak olduğu, din kitaplarında, açıkça yazılıdır. Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” el ile üçten fazla vurmağı bile, yasak etmişti. Çocuklara, başka ibadetleri de öğretmek ve yapmağa alıştırmak, günahlardan men etmek lâzımdır. (Tam İlmihal s. 210)
***
Sual: Bir Müslümanda, imanın devamlı kalmasının ve bu imanın devam etmesinin, sebepleri, şartları var mıdır, varsa nelerdir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Miftâh-ul-Cennet kitabında deniyor ki:
“İmanın, bizde baki, devamlı kalıp çıkmamasının şartı ve sebebi altıdır:
1- Biz gayba iman eyledik. Bizim imanımız gaybadır, zahire, görünüşe değildir. Zira biz, Allahü teâlâyı, gözümüzle göremedik. Lakin görmüş gibi inandık, iman ettik. Bundan asla şüphemiz yoktur.
2- Yerde ve gökte, insanda, cinde, meleklerde ve Peygamberlerde, gaybı bilen yoktur. Gaybı ancak Allahü teâlâ bilir ve dilediklerini dilediklerine bildirir. Gayb demek, duygu organları veya hesap, tecrübe ile anlaşılmayan demektir.
3- Haramı haram bilip, itikat etmek, inanmak.
4- Helali helal bilip, böyle itikat etmek, inanmak.
5- Allahü teâlânın azabından emin olmayıp, daima korkmak.
6- Her ne kadar günahkâr olsa da, Allahü teâlânın rahmetinden ümit kesmemek.
Bu altı şeyden birisi, bir kimsede bulunmasa da, beşi bulunsa, yahut birisi bulunsa da, beşi bulunmasa, o kimsenin imanı ve İslâmı sahih değildir.”
***
Sual: Bir Müslümanın, nefsinin İslâmiyetin dışına çıkmaması, azgınlık yapmaması için ne yapması gerekir?
Cevap: Nefsin İslâmiyetin dışına, çıkmasını, taşmasını önlemek için, onunla iki cihad vardır:
Birincisi, ona uymamak, onun arzularını yapmamaktır. Buna, Riyâzet çekmek denir. Riyâzet, vera ve takva ile olur. Takva, haramlardan sakınmaktır. Vera, haramlardan ve mubahları ihtiyaçtan fazla kullanmaktan da sakınmaktır.
Cihadın ikincisi, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Buna Mücâhede denir. Bütün ibadetler mücâhededir. Bu iki cihad, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır, ruhları kuvvetlendirir. Sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teâlâ kullarının ibadetlerine muhtaç değildir. Kullarının günah işlemesi Ona hiç zarar vermez. Kullarının nefslerini terbiye etmek, nefsle cihad etmek için bunları emir etmiştir.
***
Sual: Bir Müslümanın yemede ve içmede uyacağı ölçü ne olmalıdır?
Cevap: Namazı ayakta kılacak ve oruç tutacak kadar gıda almak farzdır. Doyuncaya kadar yiyip içmek mubahtır. Doyduktan sonra yemek, içmek ise haramdır. Yalnız sahurda ve misafiri utandırmamak için yemek haram olmaz.