Cevap:
Resûlullah efendimizi seven bir kimsenin, Onun Eshâbının hepsini de sevmesi lazımdır. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Eshâbımı seven, beni sevdiği için sever. Onları sevmeyen kimse, beni sevmemiş olur. Onları inciten, beni incitir. Beni inciten de, Allahü teâlâyı incitmiş olur. Allahü teâlâyı inciten kimse, elbette azap görecektir.)
(Allahü teâlâ, benim ümmetimden bir kuluna iyilik yapmak isterse, onun kalbine, Eshâbımın sevgisini yerleştirir. Onların hepsini canı gibi sever.)
***
Sual: Haram, günah işleyen bir kimseye kâfir demek ve lanet etmek, dinen uygun olur mu?
Cevap:
Namaz kılan bir kimsenin, küfür olan bir şeyi, açık olarak ve zaruretsiz söyleyerek veya kullanarak, kâfir olduğu anlaşılmadıkça, başkalarına uyarak, buna kâfir demek caiz olmaz. Kâfir olarak öldüğü bilinmedikçe lanet edilmez. Kâfire dahi lanet etmek caiz değildir. Bunun için, Yezîd'e lanet etmemek daha iyidir.
***
Sual: Bir kimsenin Müslüman olması için yalnızca iman etmesi kafi midir?
Cevap:
İnanılacak bilgileri doğru olarak öğrenip düzelttikten sonra, her Müslümanın kendine lazım olan Helal, Haram, Farz, Vacip, Sünnet, Mendub ve Mekruh olan şeyleri, Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları fıkıh, ilmihal kitaplarından öğrenmesi ve bunlara uyması lazımdır.
***
Sual: Din bilgilerinin öğrenilmesinde takip edilecek yol nasıldır, herkes doğrudan Kur’ân veya hadisten öğrenebilir mi?
Cevap:
Allahü teâlâ, Resûlullah efendimizi, Kur'ân-ı kerimi tebliğ etmek, öğretmek için gönderdi. Eshâb-ı kiram, Kur'ân-ı kerimdeki bilgileri Resûlullah efendimizden öğrendiler. Din âlimleri de, Eshâb-ı kiramdan öğrendiler. Bütün Müslümanlar da, din âlimlerinden ve bunların kitaplarından öğrendiler. Hadis-i şeriflerde;
(İlim hazinedir. Anahtarı, sorup öğrenmektir.)
(İlim öğreniniz ve öğretiniz!)
(İlim öğretmek günahlara kefarettir) buyuruldu.
***
Sual: Zamanımızda, bir Müslümanın her gün tövbe etmesi gerekir mi?
Cevap:
Bu zamanda bir Müslümanın her gün hakiki tövbe etmesi lazımdır. Tövbe edilen günah ve küfür, muhakkak affolur. Tövbe edilmezse, dünyada ve ahirette cezasını çeker.
***
Sual: Kâfire ücret ile hizmet etmek câiz midir? Namaz kılmak için bir yer kiralanabilir mi? Zalim sultanın uşur diye milletten aldıkları uşur olur mu?
Cevap:
Müslümanın [Dâr-ül-islâmda] kâfire ücret ile hizmet etmesi mekruhtur. İbni Âbidîn beşinci cilt, ikiyüzellibirinci sahifede diyor ki, (Ücret ile kâfirin şarabını taşımak, kilise tamir etmek ve Hristiyana zünnar gibi küfür alâmetlerini satmak İmâm-ı a’zama göre câizdir. Müslüman müşteriye mecusi mesti yapmak veya fasık elbisesi dikmek mekruhtur. Çünkü, mecusiye ve fasıklara benzemeğe sebep olmaktır). Kâfir kadının Müslüman çocuğa ve Müslüman kadının kâfir çocuğa süt anne tutulması câizdir. [Buradan anlaşılıyor ki, ölümden kurtarabilmek için, Müslümana kâfir kanı da vermek câiz olur.] Bir menfaati, başka cins menfaat karşılığı kiraya vermek câizdir. Meselâ evin kirası karşılığı olarak tarlayı kiralamak câizdir. Fakat, elbiseyi kiraya verip, kira olarak başka elbise almak câiz olmaz. Bir yeri, namaz kılmak için kiraya vermek câiz değildir. Bunun kirasını almak haram olur. Burasını bir iş yapmak için kiralamalı ve namaz da kılmalıdır.
Tahtâvî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Dürr-ül-muhtâr) hâşiyesi, son cildin sonunda diyor ki, (Zalim sultanların uşur olarak milletten alıp kullandıkları malları, uşur denilse dahi, uşur olmaz. Divândan Câmekiyyelerini almış olurlar, yani, millete hizmet edenlere, devletin vereceği ücretleri, milletten toplamış olurlar. Bu aldıklarını, hizmet edenlere vermeleri lâzımdır. Tüccardan aldıkları vergiler de böyledir.) (Tam İlmihal s. 869)