Cevap:
İngilizler, yüzyıllardır İslâm memleketlerini kana boyamakla kalmamış, İskoç masonları, binlerce Müslümanı ve din adamlarını aldatarak, mason yapmış, insanlığa yardım, kardeşlik gibi laflarla, seve seve dinden çıkmalarına, mürted olmalarına sebep olmuştur.
Okumak için resme tıklayınız |
Bu mason din adamlarının yazdıkları yüzlerce yıkıcı, bozucu din kitapları arasında Mısrlı Reşid Rızânın Muhâverât kitabı, Arabiden çeşitli dillere tercüme edilerek, İslâm memleketlerine dağıtılmakta, Müslümanların dinlerini ve imanlarını bozmaya çalışmaktadırlar. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okumamış, anlayamamış bazı din adamlarının da bu akıntıya kapılarak felakete sürüklendikleri ve başkalarının da felaketlerine sebep oldukları acı, acı görülmektedir.
Mısırlı Reşid Rızâ'nın Muhâverât kitabında, Ehl-i sünnetin dört mezhebine çatılmakta, İslâm bilgilerinin dört kaynağından biri olan İcmâ'-ı ümmet inkâr edilmekte, “herkes; Kitaptan, Sünnetten kendi anladığına göre amel etmeli” denilmektedir. Böylece, İslâm bilgilerini kökünden yıkmaya çalışmaktadır. Ehl-i sünnet âlimlerinden Abdülganî Nablüsî'nin (Hulâsat-üt-tahkîk fî-beyân-ı hükm-ittaklîd vettelfîk), Yusuf-i Nebhânî'nin (Huccetullahi alel'âlemîn), Muhammed Hayât Sindînin (Gâyet-üt-tahkîk) ve Muhammed Abdürrahmân Silhetî'nin (Seyf-ül-ebrâr) kitapları, böyle bozuk kitaplara ve konuşanlara cevap vermektedir.
***
Sual: İbrikle abdest alan bir kimseye, bir başkasının kendi isteği ile abdest suyu dökmesinin mahzuru olur mu?
Cevap:
Bu konuda İbni Âbidînde deniyor ki:
“Sağlam insanın abdest uzuvlarını başkasının yıkaması, mesh etmesi mekruhtur. Buna başkasının abdest suyu getirmesi ve kendisi yıkarken başkasının su dökmesi caizdir.”
***
Sual: Ücreti ve menfaati bildirilmez ise icâre sahih olmaz mı? Vakfın ve yetimin olan ev bir seneden fazla kiraya verilemez mi?
Cevap:
İcârenin sahih olması için, ücretin ve menfaatin bildirilmesi şarttır. Mekânın ve tarlanın menfaati, zaman bildirmekle belli olur. Sanat sahiplerinin, menfaati, zamanı ve işi birlikte söylemekle, nakil vâsıtalarında ise, bu ikiden herhangi birini söylemekle belli olur. Vakfın, yetimin, Beyt-ül-mâlın olan tarla, üç seneden, ev, dükkân ise, bir seneden fazla kiraya verilemez. Uzun zaman kiraya verilmeleri için, Hanbelî mezhebi taklit edilmelidir. Fakat, kira şartlarının hepsinin Hanbelî mezhebine uygun olması lâzım olur. Kira süresi içinde bozulup telef olan veya kullanırken helâk olan şeyleri kiraya vermek câiz değildir. Meselâ para kiraya verilmez. Çünkü, kullanırken elden gider. Sütü için hayvanı, meyvesi için ağacı veya asmayı, koyun otlatmak için tarlayı, yünü için hayvanı kiraya vermek câiz değildir, fasittir. Altından ve gümüşten ziynet eşyası süs olarak kullanmak için ve elbise, kumaş, giymek için kiraya verilir. Kadınlar yalnız zevclerine karşı süslenebilirler.
(Fetâvâ-yı Feyziyye)de diyor ki, (Bey’de olduğu gibi, icâre de, lâzım olmayan şart ile fasit olur. Meselâ, değeri malum olan malını gemi ile belli iskeleye götürmesi için, belli ücret ile sözleşirken, gemicinin malın gümrüğünü kendi malından vermesini şart etmek fasit olur. Fasit iarelerde, sözleşilen ücret değil, ecr-i misl verilir. Bey’de olduğu gibi, icâreyi de ikâle ve feshetmek câizdir). (Tam İlmihal s. 869)