Cevap:
Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Avret yerini örtecek ve soğuktan, sıcaktan korunacak kadar giyinmek farzdır. Pamuk, keten ve yün kumaş iyidir. Orta hâlli giyinmeli, şöhretten sakınmalıdır. Nimeti göstermek için iyi ve kıymetli giyinmek müstehabdır. Bayramlarda, topluluklarda, güzel, süslü giyinmek mubahtır. Her zaman böyle giyinmek iyi değildir. Övünmek, gösteriş için giyinmek mekruhtur. Beyaz ve siyah giyinmek müstehabdır. Resûlullah efendimizin elbisesi, gömleği beyaz pamuk bezdendi. Mekke’yi fetheylediği gün, mübarek başlığının ve paltosunun siyah olduğu, Mecma'ul-enhürde de yazılıdır. Yeşil giyinmek sünnettir. Domuzdan başka yırtıcı hayvan leşlerinin postları, derileri dabağlanınca temiz olur.
Besmele ile öldürülenlerin postları ve derileri temizdir. Derileri üzerinde namaz kılınır. Bunlarla yapılan elbiseleri, kürkleri ve kürklü paltoları, başlıkları giymek erkeklere caizdir. Kadınların erkekler gibi giyinmeleri, erkek işleri yapmaları caiz değildir. Namaz dışında, pis elbise giymek mekruhtur.”
***
Sual: Bütün güzellikler, iyilikler, insanlara faydalı olan şeylerin hepsi, İslâm dininin içinde var mıdır?
Cevap:
Bu konuda Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri Râbıta-i şerîfe kitabında buyuruyor ki:
“İslâm dini, Allahü teâlânın, Cebrail ismindeki melek vasıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselama gönderdiği, insanların, dünyada ve ahirette rahat ve mesut olmalarını sağlayan, usul ve kaidelerdir. Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslâmiyetin içindedir. Eski dinlerin, görünür-görünmez bütün iyiliklerini, İslâmiyet, kendinde toplamıştır. Bütün saadetler, muvaffakiyetler ondadır. Yanılmayan, şaşırmayan akılların kabul edeceği esaslardan ve ahlaktan ibarettir.”
***
Sual: Bir çocuk, ölmüş bir kadından süt emse, bu çocuk, o kadının süt çocuğu olur mu?
Cevap:
Ölmüş bir kadının ve dokuz yaşına gelmiş kızın sütü ile de süt çocuğu olur.
***
Sual: Namaz kılarken, erkeklerin pantolon paçalarını, kadınların eteklerini çekip kaldırmalarının bir mahzuru var mıdır?
Cevap:
Namazda secdeye inerken kadınların eteklerini, erkeklerin pantolon paçalarını kaldırmaları mekruhtur.
***
Sual: Fen yobazı diye kimlere denir?
Cevap:
Yobazların bir kısmı, elinde üniversite diploması bulunan, fen adamı olarak ortaya çıkan (Fen yobazları)dır. Fen yobazları, gençlerin imanlarını bozmak, bunları dinden, İslâmiyyetten ayırmak için, uydurdukları şeyleri fen bilgisi, tıp bilgisi, ilericilik olarak anlatır ve yazarlar. “Din kitapları bu fen bilgilerine uymadığı için yanlıştır, bu bozuk kitaplara inanmak, bunların gösterdiği yolda yaşamak gericiliktir” derler. Din yobazları, din bilgilerini değiştirdikleri gibi, fen yobazları, fen bilgilerini değiştirerek İslâmiyete saldırmaktadırlar. İslâmiyeti iyi bilen ve üniversitede iyi yetişmiş olan akıllı bir kimse, bunların sözlerinin ilme, fenne uymadığını, fen ve din cahili olduklarını hemen anlar ise de, gençler, talebeler, bunların etiketlerine aldanarak, yalanlarına inanır, felâkete sürüklenirler. Böylece İslâm topluluğunu parçalarlar. Fen yobazları üzerinde, (Se’âdet-i ebediyye) kitabında geniş bilgi verilmiştir.
Yobazların hepsi de, İslâm memleketlerine ve tertemiz İslâm dinine çok zararlı olmuş ve olmaktadırlar. İslâmiyeti içerden yıkmağa çalışan böyle münafıklar, zındıklar şimdi de vardır. Allahü teâlâya şükürler olsun ki, eski güç ve kuvvetlerinden çok şey kaybetmişlerdir. Bugün İslâm âlemi, Allahü teâlânın emrettiği gibi fennin bütün inceliklerini öğrenmeğe çalışmakta ve ancak bu sayede Batının fen ve teknolojisine ulaşılacağını bilmektedir. Ne yazık ki, Orta çağda ilim ve fende en önde olan Müslümanlar, İslâmiyete karşı olanların hilelerine aldandıklarından ve İslâm dininin emirlerini ihmâl ettiklerinden, son zamanlarda bu hususlarda geri kalmışlardır.
Demek oluyor ki, İslâm dini her hususta kusursuz ve bugün içerisine girmekte olduğumuz yirmibirinci asrın şartlarına tamamen uygun bir dindir. İlmi, fenni ve adâleti emir eder, miskinliği men eder ve Avrupa’nın ancak ondokuzuncu asırdan itibaren tesis etmeğe başladığı sosyal nizamın kurucusu ve koruyucusudur. Müslüman kardeşlerimiz ve Müslümanlığı merak eden diğer din salikleri, İslâm dini ile sosyal Nizam arasındaki münasebetleri (Se’âdet-i Ebediyye) kitabında bulacaklardır. Onlara bu kitabı okumalarını tavsiye ederiz. (Herkese Lâzım Olan İman s. 127)