Cevap:
İnsanlar fasıktır, kâfirdir diyerek, hile, hıyanet yapmanın câiz olacağını sanmak doğru değildir. Hile, hıyanet ve başkalarının haklarına saldırmak haramdır. Haramlar, zaruret olmadıkça, hiçbir yerde, hiçbir sebeple helal olmaz.
İslâmın güzel ahlâkını her yerde tatbik etmek lâzımdır. Güzel ahlaklı olmak sureti ile Müslümanlığı tanıtmak, Emr-i maruf yapmak olur. Dâr-ül-harbde de, kâfirlerin haklarına dokunmamak, hükümetlerinin kanunlarına uymak, kimseyi dolandırmamak, Müslümanlığın icabıdır. Hasen el-Bennâ ve Seyyid Kutub ve Mevdudi gibi mezhepsizler, Hac sûresinin otuzdokuzuncu âyet-i kerimesine yanlış mana vererek, gençleri hükûmete karşı isyan etmeğe teşvik ettiler. Kardeşi kardeşe, düşman yaptılar. Anarşiyi körüklediler. Hâlbuki, bu âyet-i kerimenin meali, (Müminlere saldıran zalimlerle cihad yapmağa izin verildi)dir.
Mekke’de kâfirler, Müslümanlara zulüm ediyorlar, yaralıyor, öldürüyorlardı. Bu zalimlerle dövüşmek için, Resulullahtan “sallallahü aleyhi ve sellem” tekrar tekrar izin istediler. İzin verilmedi. Zalimlerin zulmünden kurtulamayacak olanların, kâfir memleketi olan Habeşistan’a hicret etmelerine izin verildi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Medine’ye hicret edince, bu âyet-i kerime gelerek, yeni kurulan İslâm devletinin, Mekke’deki zalimlerle cihad yapmasına izin verildi. Bu âyet, Müslümanların zalim hükûmete karşı isyan etmeleri için değil, İslâm devletinin, insanların İslâm dinini işitmelerine, Müslüman olmalarına mani olan, zalim diktatörlerin orduları ile cihad yapmasına izin vermektedir.
Görülüyor ki, Müslüman olsun, kâfir olsun, adil olsun, zalim olsun, hiçbir hükümete karşı, isyan etmek, kanunlara karşı gelmek, hiçbir zaman câiz değildir. Fitne çıkarmamalı, fitne çıkaranların arasına karışmamalıdır. Komünist memlekette bulunan bir Müslüman, zulüm ve işkenceden usanır, İslâmiyete uygun yaşaması, ibadetlerini yapabilmesi imkânsız olur ise, zalimlere yine karşı gelmemeli, bir İslâm memleketine, hicret etmelidir. İslâm memleketine hicret imkânı bulamazsa, insan haklarına, dine, ibadete saldırmayan herhangi bir memlekete gitmelidir. (Tam İlmihal s. 842)