Cevap:
Bir amelin, ibadetin sahih olması başkadır, kabul olması başkadır. İbadetlerin sahih olmaları için, o ibadetlerin kendilerine mahsus şartları, farzları vardır. Bu farzlardan, şartlardan biri noksan olursa, o ibadet sahih olmaz yani o ibadet yapılmamış olur. Cezasından, azabından da kurtulunmaz. Sahih olup da, kabul olmayan ibadet için azap yapılmaz ise de, o ibadetin sevabına kavuşamaz. İbadetin kabul olması için, önce sahih olması yani o ibadete mahsus olan şartların yerine getirilmiş ve ihlas ile yapılmış olması lazımdır. Sahih olan ibadetin kabul olması yani sevap alınması için, o ibadeti yapan kimsenin kul haklarından da sakınması gerekir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Bir kimse, Peygamberin ameli gibi amel yapsa, fakat üzerinde yarım dank yani çok az kul borcu olsa, bunu ödemedikçe Cennete giremez.” Üzerinde kul hakkı bulunan kimselerin, yaptıkları duaları da kabul olmaz.
***
Sual: İnsan, iman etmekle mi yoksa çok amel, ibadet etmek suretiyle mi Cennete girer?
Cevap:
Miftâhul-Cennet kitabında, konu ile alakalı olarak deniyor ki:
“Yalnız iman etmekle Cennete girilir, fakat, yalnız amel, ibadet yapmakla, Cennete girilmez. Amelsiz iman makbuldür, imansız amel ise, makbul değildir. İmanı olmayanların yaptıkları ibadetler, hayırlı işler, sadakalar, kıyamette hiçbir işe yaramaz. İman başkasına hediye verilmez, amelin, ibadetin sevabı ise verilir. İman vasiyet edilmez, amma bir kimse, kendisi için amel yapılmasını, vasiyet edebilir. Ameli, ibadeti terk eden, kâfir olmaz, lakin imanı terk eden ve amele kıymet vermeyen kâfir olur. Özrü olandan, aciz olandan amel affolunur. İman ise, hiç kimseden af olunmaz.”
***
Sual: Allahü teâlânın bütün kullarından ilk yapmalarını istediği emri ve yine kullarından sakınmalarını istediği ilk yasak ettiği emri nedir, hangisidir?
Cevap:
Allahü teâlânın bütün kullarına birinci emri, iman etmektir. Birinci yasak ettiği şey de küfür, inkârdır. İman etmek demek de, Muhammed aleyhisselamın, Allahü teâlânın son Peygamberi olduğuna ve getirdiklerine, bildirdiklerinin hepsine inanmaktır.
***
Sual: Ahirette Cennete giden herkes Allahü teâlâyı görecek midir, görecekse bu görme nasıl olacaktır?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Allahü teâlâyı müminler Cennette görecektir. Fakat, nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur. Belki, gören de, nasıl olduğu bilinmeyen bir hâl alır ve öyle görür. Bunu, Ehl-i sünnetten başka, ne müminlerin fırkaları, ne de kâfirlerin bir ferdi anlayamamıştır. Bu büyüklerden başkası, Allahü teâlâ görülemez, demiştir. Bunlar, bilmedikleri şeyleri, gördükleri şeylere benzeterek düşündükleri için, yanılmıştır. Bu gibi derin meselelerde iman şerefine kavuşmak, ancak Muhammed aleyhisselamın sünnetine yani yoluna uymak ışığı ile nasip olur. Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir ki, “inkâr eden, mahrum kalır” sözü meşhurdur. İslamiyet, Cennette olanların hepsi görecektir diyor. Bir kısmı görecek, bir kısmı görmeyecek demiyor.
Cennet de, her şey gibi, Allahü teâlânın mahlukudur. Allahü teâlâ, mahluklarının hiçbirisine girmez, birinde bulunmaz. Fakat mahluklarının bazısında Onun nurları zuhur eder. Bazısında ise, o kabiliyet yoktur. Aynada, karşısındaki cisimlerin görünüşleri, zuhur ediyor, taşta, toprakta ise etmiyor. Allahü teâlâ, her mahlukuna aynı nispette ise de, mahluklar, birbirlerinin aynı değildir. Allahü teâlâ, dünyada görülemez. Bu âlem, Onu görmek nimetine kavuşmaya elverişli değildir. Bu dünyada, bu nimet nasip olsaydı, herkesten önce, Musa aleyhisselam görürdü. Peygamber efendimiz miracda, bu devletle şereflendi ise de, bu dünyada değildi. Dünyada iken, dünyadan çıktı, ahirete karıştı ve gördü.”
***
Sual: Meleklerde yeme, içme, erkeklik, dişilik ve evlenme gibi şeyler mevcut mudur?
Cevap:
Melekler, Allahü teâlânın kıymetli kullarıdır. Emir olundukları işleri yaparlar, isyan etmezler. Yemeleri, içmeleri yoktur. Evlenmezler, erkek, dişi değildirler, çocukları olmaz. İlahi kitapları onlar getirmiştir. Emin oldukları için, getirdikleri de doğrudur. Müslüman olmak için, meleklere, böyle inanmak lazımdır.