Cevap:
Anayı, babayı ve zi-rahm-i mahrem olan akrabayı ziyaret etmek vaciptir. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak veya telefon ederek bu günahlardan kurtulmalıdır. Selamın, mektubun, sözle ve para ile yardımın miktarı, zamanı yoktur. Lüzum ve imkânı kadar yapılır. Zi-rahm-i mahrem olmayan akrabaya bunları yapmak vacip değildir. Bunlar önce anaya, sonra babaya, sonra evlada, sonra ecdada yani dedelere, sonra ceddada yani ninelere, sonra erkek ve kız kardeşlere, amcalara, halalara, dayılara ve teyzelere yapılır. Bunlardan sonra, zi-rahm-i mahrem olmayan amca oğluna, amca kızına ve hala, dayı ve teyze çocuklarına, sonra nikâh sebebi ile akraba olanlara, sonra komşulara yardım ve ihsan etmek çok sevaptır.
Müslüman ve İslâmiyete uyan akrabayı ziyaret etmek lazımdır. Uzak memlekette ise, mektupla, telefonla gönlünü almalıdır. Dargın, kinli ise de, vazgeçmemelidir. Akrabası gelmezse, cevap vermezse de, giderek veya hediye, selam göndererek, yahut mektupla, telefonla yoklamaktan vazgeçmemelidir. Allahü teâlâ, Müslüman ve salih olan akrabayı ziyareti emrediyor. Berîka ve Hadîka kitaplarında deniyor ki:
“Kat'-i rahm, yani akraba ile ilişiği kesmek büyük günahtır. Erkek olsun, kadın olsun zi rahm-i mahrem akrabayı ziyaret etmek vaciptir. Amca kızı gibi mahrem olmayan zi rahm akrabayı ve zi rahm olmayan akrabayı ziyaret vacip değildir. Fakat bunlara da hediye, selam yollamak müstehabtır.”
***
Sual: Bayramları vesile ederek küsleri barıştırmanın ve ölmüş olan yakınlarımızı kabirlerinde ziyaret etmenin dinen hükmü nedir?
Cevap:
Dargın olanları barıştırmak, akrabayı ve din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. Erkeklerin kabirleri ziyaret etmeleri de sünnettir.
***
Sual: Hediyeleşmek, insanlar arasında sevgiyi, muhabbeti arttırır mı?
Cevap:
Selamın, yardımın ve hediye vermenin zamanı yoktur. Hadis-i şeriflerde; (İnsanlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyeleşiniz, sevişirsiniz) buyuruldu. Hediyenin en kıymetlisi, en faydalısı, güler yüz ve tatlı dildir. Herkese karşı, dosta ve düşmana, daima güler yüz ve tatlı dil göstermelidir.