Cevap:
İslamın beş şartından ikincisi, şartlarına ve farzlarına uygun olarak, her gün beş kere (Vakti gelince, namaz kılmaktır). Her Müslümanın, her gün, vakitleri gelince, beş kere namaz kılması ve her birisini vaktinde kıldığını bilmesi farzdır. Cahillerin, mezhepsizlerin hazırladıkları yanlış takvimlere uyarak, vaktinden evvel kılmak büyük günah olur ve bu namaz sahih olmaz. Hem de, öğlenin ilk sünnetinin ve akşamın farzının kerahet vaktinde kılınmasına sebep olmaktadır. [Namaz vaktinin geldiği, müezzinin ezan okuması ile anlaşılır. Kâfirlerin, bid’at ehlinin okuduğu ve hoparlör gibi çalgıların seslerine (Ezan-ı Muhammedi) denmez.]
Namazları; farzlarına, vaciplerine, sünnetlerine dikkat ederek ve gönlünü Allahü teâlâya vererek, vakitleri geçmeden kılmalıdır.Kur’ân-ı kerimde, namaza (Salat) buyuruluyor. Salat; lügatte insanın dua etmesi, meleklerin istiğfar etmesi, Allahü teâlânın merhamet etmesi, acıması demektir. İslâmiyette (Salat) demek; ilmihâl kitaplarında bildirildiği şekilde, belli hareketleri yapmak ve belli şeyleri okumak demektir. Namaz kılmağa (İftitah tekbiri) ile başlanır. Yani erkeklerin ellerini kulaklarına kaldırıp göbek altına ve kadınların ellerini omuz hizasına kaldırıp, göğüs üstüne indirirken, (Allahü ekber) demeleri ile başlanır. Son oturuşta, başı sağ ve sol omuzlara döndürüp, selâm verilerek bitirilir. (Herkese Lâzım Olan Îmân s. 16)
***
Sual: İslâm memleketinde yaşayan cahillerin bile işittiği, bildiği, din bilgilerinden birini inkâr eden, beğenmeyen, kâfir mi olur?
Cevap:
Dinde zaruri malum olan, yani, İslâm memleketinde yaşayan cahillerin bile işittiği, bildiği, din bilgilerinden birini inkâr eden, beğenmeyen, kâfir olur. [Mesela, domuz eti yemek, alkollü içki içmek, kumar oynamak ve kadınların, kızların başları, saçları, kolları, bacakları açık, erkeklerin de dizleri ile göbek arası açık olarak başkasının yanına çıkmaları haramdır. Yani, Allahü teâlâ, bunları yasak etmiştir. Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını bildiren dört hak mezhep, erkeklerin avret yerlerini, yani bakması ve başkasına göstermesi yasak edilmiş olan uzuvlarını farklı olarak bildirmişlerdir.
Her Müslümanın, bulunduğu mezhebin bildirdiği avret yerini örtmesi farzdır. Buraları açık olanlara, başkalarının bakmaları haramdır.(Kimyâ-i se’âdet)de diyor ki, (Kadınların, kızların, başı, saçı, kolları, bacakları açık sokağa çıkmaları haram olduğu gibi, ince, süslü, dar, hoş kokulu elbise ile çıkmaları da haramdır. Böyle çıkmalarına izin veren, razı olan, beğenen anası, babası, zevci ve kardeşi de, onun günahına ve azabına ortak olurlar). Yani, Cehennemde birlikte yanacaklardır. Eğer, tövbe ederlerse, af olunur, yakılmazlar. Allahü teâlâ, tövbe edenleri sever. Âkıl, baliğ olan kızların ve kadınların, yabancı erkeklere görünmemeleri, hicretin üçüncü senesinde emir olundu. İngiliz casuslarının ve bunların tuzaklarına düşmüş olan cahillerin, hicab âyeti gelmeden evvel olan örtünmemeği ileri sürerek, örtünmeği sonradan fıkıhçılar uydurdu demelerine aldanmamalıdır. Cahillerin bilemeyeceği kadar meşhur ve zaruri olmayan şeyleri cahillerin bilmemesi küfür olmaz. Fısk, yani günah olur. (Herkese Lâzım Olan Îmân s. 17)