Cevap:
Bidat; Eshab-ı kiramın, Tabiinin ve Tebe-i tabiinin zamanlarından sonra dinde meydana çıkan yeniliklerdir. Bu değiştirmeler itikatta veya ibadette olur. Yeni bir ibadet meydana çıkarmak veya mevcut bir ibadette fazlalık veya noksanlık yapmak ibadette bidat olur. Bunlardan Muhammed aleyhisselamın, sözle veya iş ile, açık veya işaret ederek, izni olmadan ortaya çıkarılanlara Bidat-i seyyie denir.
Âdette bidatlerin hiçbirine bidat-i seyyie denilmez. Çünkü bunlar ibadet için değil, dünya menfaati için yapılırlar. Yemekte, içmekte, giyinmekte, binalarda yapılan yenilikler âdette bidattir. İtikatta olan bidatlerin hepsi Bidat-i seyyiedir. Yetmişiki dalalet fırkasının itikatları, bidat-i seyyiedir. Dört mezhebin ibadetlerde olan yenilikleri bidat değildir. Çünkü bunlar, kendi akılları ile çıkarılmış olmayıp, Edille-i şer'ıyyeden çıkarılmışlardır ve bunlar, âyet ve hadislerin açıklamalarıdır.
Namaza dururken iftitah tekbirini birkaç defa söylemek, sevabı çok olmak için ise, bidat olur. Vesvese ile, istemeyerek söylerse, günah olur. İbadette olan bidatte, dinin sahibinin, açık veya işaret ile, izni varsa, bunlara Bid'at-i hasene denir. Bid'at-i haseneler, müstehab veya vacip olur. Camilere minare yapmak, müstehabdır. Bunları yapmak sevap olup, terk etmesi günah olmaz. Zeyd bin Sâbit hazretlerinin annesi diyor ki:
“Medine’de, Mescid-i Nebinin etrafındaki evlerin en yükseği benim evim idi. Bilâl-i Habeşî hazretleri, önceleri, evimin damına çıkıp ezan okurdu. Resulullah efendimizin mescidi yapılınca, mescid üzerinde müezzin için yapılan yüksek yere çıkarak okudu.”
Müezzinlerin minareye çıkıp ezan okumalarının sünnet olduğu buradan anlaşılmaktadır. Hoparlörle ezan okumak bidatinin bu sünneti yok ettiği acı acı görülmektedir. Din mektepleri yapmak, din kitapları yazmak vacib olan bidatlerdendir. Bunları yapmak sevap, terk etmek günahtır. Bidat ehlinin ve itikatları küfre sebep olan bidat sahiplerinin şüphelerine karşı uyarıcı deliller ortaya koymak da böyledir.