Cevap:
Fakirin, hiç olmazsa, bir günlük ihtiyacını karşılayacak kadar vermek müstehabtır. Borcu olmayan ve çoluk çocuğu bulunmayan fakire, nisap miktarı veya malını nisap miktarına tamamlayacak kadar zekât vermek mekruhtur. Çoluk çocuğu olan fakire, bunların her birine bölünce, nisap miktarı düşmeyecek kadar, çok zekât vermek caizdir. Zekâtı, borcu olana vermek, fakire vermekten daha iyi olduğu (Bezzâziyye) fetvasında yazılıdır. Malını israf edene, haramda kullanana zekât vermek lâyık olmadığı (Dürr-i Yektâ)da yazılıdır. Alacaklarını ve malını eline geçiremeyen, elindeki bononun ödeme zamanı gelmeyen zengin kimse, faizsiz ödünç veren bulamazsa, ihtiyacı kadar, zekât alabilir.
Malına kavuştuğu zaman, almış olduğu zekâtı, fakirlere dağıtmaz. Hâlbuki fakir, ihtiyacından fazla, nisaptan az zekât alabilir. Altın ile gümüşün ve ticaret eşyasının zekâtının fakire veya fakirin vekiline teslim edilmesi lâzımdır. Başka yerlere, kurumlara verilen zekât, Müslüman fakirin eline geçmezse, zekât ödenmiş olmaz.
Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin ve hiç yiyeceği yok ise de, sağlam, çalışacak, ticaret edecek hâlde olan kimsenin, yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, dilenmesi haramdır. Bunun varlığını bilerek, istediğini vermek de haramdır. İstemeden verilmesi ve verileni alması caizdir. Bu kimsenin yiyecek, içecekten başka ihtiyaçlarını meselâ, elbise, ev eşyası, kira paraları istemesi caiz olur. Aç veya hasta olanın, oturacak evi olsa da, yiyecek istemesi caizdir. Bir günlük yiyeceği olan, olmasa da, çalışabilecek hâlde olan kimse, ilim öğrenmekle [veya öğretmekle] meşgul ise, yiyecek istemesi, yine caiz olur. Parasını harama sarf edene ve israf edene sadaka verilmez. (Tam İlmihâl s. 308)
***
Sual: Akika ne demektir, niçin yapılmaktadır, doğan her çocuk için akika kesilir mi ve dinimizdeki hükmü nedir?
Cevap:
Akika, çocuk nimetine karşılık, Allahü teâlâya şükretmek niyeti ile hayvan kesmektir. Çocuğa nafaka vermesi vacip olan kimsenin, yedinci günü isim koyması ve başını kazıyıp, saçının ağırlığı kadar, erkek için altın veya gümüş, kız için gümüş sadaka vermesi ve kendi malından, erkek için iki, kız için bir akika hayvanı kesmesi, Hanefi mezhebinde müstehabdır. Akika hayvanı, kurbanlık hayvan gibi olmalıdır. Sonra da hatta her zaman kesilebilir. Kurban Bayramında da kesilebilir. Resûlullah efendimizin nübüvvetten sonra, kendisi için akika kestiği Şir'a kitabında yazılıdır. Ölü olarak doğan çocuğa isim konmadığı gibi akika da kesilmez.
Akika hayvanının etlerinden, kesen yiyebilir ve pişmiş veya çiğ olarak zengin, fakir herkese verebilir.
Akika kesmek, Şâfii ve Maliki mezheplerinde sünnet-i müekkededir. Şâfii ve Hanbeli mezheplerinde, kemikleri atılmaz, kırılmaz. Oynak yerlerinden ayrılıp toplanır. Bir temiz, beyaz bez içinde gömülür. Hanefi ve Maliki mezheplerinde kemikleri kırılabilir.
Akika, çocukları belalardan, hastalıklardan korur. Kıyamette, anaya, babaya, ayrı bir şefaat ederler. Mevâhib-i ledünniyyede deniyor ki:
“Hicretin sekizinci yılında İbrahim dünyaya gelince, yedinci günü, Resûlullah efendimiz İbrahim’in başını tıraş ettirip, saçının ağırlığı kadar gümüş sadaka verdi ve akika olarak iki koç kesti. Saçlarını gömdü.”
***
Sual: Selam verirken öncelik kime aittir, selam vermenin sünnet olan şekli nasıldır?
Cevap:
Selam vermekte sünnet şöyledir ki, önce büyük küçüğe, şehirli köylüye, devedeki ata binmiş olana, attaki merkepte olana, merkep üstündeki yaya yürüyene, ayakta olan oturana, az olan çok olana, efendi hizmetçisine, baba oğluna, ana kızına verir. Rütbe ve nimeti çok olan önce verir. Nitekim, mirac gecesi, önce Allahü teâlâ selam verdi.
***
Sual: İki Müslüman karşılaştığında, ikisi de aynı anda selam verirse, tekrar cevap vermeleri gerekir mi?
Cevap:
İki Müslüman, birbirine aynı anda selam verirse, her ikisinin de, birbirine cevap vermesi farz olur. Birbirinden sonra selam verirlerse, ikincinin verdiği selam cevap yerine geçer.