Cevap:
Müctehid olan âlimler, bir işin nasıl yapılacağını, Kur'ân-ı kerimde açık olarak bulamazlarsa, hadis-i şeriflere bakarlar. Hadis-i şeriflerde de açıkça bulamazlarsa, bu iş için, İcma var ise, öyle yapılmasını bildirirler. İcma, söz birliği demektir. Yani bu işi, Eshab-ı kiramın hepsinin aynı suretle yapması veya söylemesi demektir. Eshab-ı kiramdan sonra gelen tabiinin de icmaı delildir, senettir. Daha sonra gelenlerin, hele bu zamandaki insanların, dinde reformcuların, din cahillerinin yaptıkları, söyledikleri şeye, icma denmez.
Bir işin nasıl yapılması lazım olduğu, icma ile de bilinemezse, müctehid âlimlerin kıyasına göre yapmak lazım olur. İmam-ı Mâlik hazretleri, bu dört delilden başka, Medine’nin o zamanki ahalisinin söz birliğine de senet demiştir. Bu âdetleri, babalarından, dedelerinden ve nihayet, Resulullah efendimizden görenek olarak gelmiştir, dedi. Bu senet, kıyastan daha sağlamdır dedi. Fakat diğer üç mezhebin imamları, Medine ahalisinin söz birliğini senet olarak almadı.
***
Sual: Abdest aldığını bilen fakat bozulduğunda şüphe eden kimse, nasıl hareket eder?
Cevap:
Abdest aldığını bilip, bozduğunda şüphe eden, abdestlidir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe eden, abdestsizdir. Bazı uzvunu yıkayıp yıkamadığında şüphe eden, vesvese edici değil ise, bu uzvu yıkar. Her zaman şüphe ediyor ise, yıkamaz. Abdest bitince şüphe ederse, yıkamaz.
***
Sual: Abdest için ayağa giyilen mestin belli bir zamanı, müddeti var mıdır?
Cevap:
Mest üzerine mesh müddeti, mukim olan için, yirmidört saattir. Misafir yani yolcu olan için ise, üç gün üç gece, yani yetmişiki saattir. Bu müddet, mesti giydiği zaman değil, mesti giydikten sonra, abdesti bozulduğu zaman başlar. Özür sahibi için meshin müddeti, namaz vakti çıkıncaya kadar olduğu Fetâvâ-i Hayriyyede yazılıdır. Özür sahibi, özre sebep olan şeyi durduğu zaman, abdest alıp, o şey tekrar başlamadan önce, mestlerini giyse, özürsüz giymiş gibi olur. Maliki mezhebinde, gusül abdesti için mestler çıkarılıncaya kadar bunların üzerine mesh etmek caizdir.