Cevap:
Bu ve benzeri sözlerin hiçbiri doğru değildir, asılsızdır. Çünkü orucun edeplerinden birisi de, iftar zamanında mideyi tıka basa doldurmayıp, henüz iştah varken yemekten el çekmektir. Bu edebe riayet edenlerin, hasta olmak değil, bilakis sıhhat bulacakları bütün tabipler, doktorlar tarafından ittifak ile bildirilmiştir. Böyle oruç tutmanın sıhhat için faydalı olduğu muhakkaktır. Eğer böyle söyleyenlerin yalan olan bu sözleri doğru olsa idi, İslâm memleketlerinde Ramazan ayında her Müslümanın hasta olması ve çok kimsenin de vefat etmesi icab ederdi. Halbuki yapılan sağlık istatistiklerinde, Ramazan ayında diğer aylara göre hiçbir zıtlık görülmez. Aklen de düşünülse, birçok insan sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere yemek yer. Alışılmış olan iki yemek vaktinin birinde, birkaç saat değişiklik yapmakla, vücutta ne gibi bir değişiklik meydana gelebilir ki? Belki oruç ayının yani Ramazanın başında bir iki gün, insan biraz değişiklik hissedebilir. Bu cihetle oruçtan dolayı sıhhatte bir değişiklik olmaz.
***
Sual: Bazı kimseler, midem rahatsız oluyor diyerek, oruç tutmak istemiyorlar. Oruç tutunca mide rahatsız olur mu, mide hastalanır mı?
Cevap:
Oruç, mide rahatsızlığına sebep olmaz. Bilakis midenin sıhhatine faydalı olur. Bu husus, bugünkü modern tıp mütehassısları, uzmanları tarafından, açık ve kesin bir şekilde ispat edilmiştir. Çeşitli yabancı dillerde, mütehassıs tabipler, doktorlar tarafından yazılmış tıp kitaplarında, birçok hastalıkların, yeme ve içme konusunda perhiz yapmakla tedavi edilecekleri, yahut perhiz yaparak tedavinin kolaylaşacağı açıkça bildirilmektedir.
***
Sual: Oruç tutmak, insanın iradesini zayıflatır diyenler oluyor. Gerçekten oruç tutunca böyle bir şey olur mu?
Cevap:
Söylenenlerin tam tersine, oruç tutmakla, insanın güçlü bir irade kuvveti kazanacağı kesindir, bunda şüphe yoktur. Çünkü oruç tutmak sebebi ile alkol, uyuşturucu gibi, kötü alışkanlıklardan oruç vesilesi ile kurtulanlar çok görülmektedir.
***
Sual: İmsak vakitlerini bazıları 15-20 dakika geç başlatıyorlar. Ramazan orucuna başlamak için herkese güvenilebilir mi?
Cevap:
(Merâkıl-felâh)daki hadîs-i şerifte, (Ayı görünce oruç tutunuz! Tekrar görünce, orucu bırakınız!) buyuruldu. Bu emre göre, Ramazan ayı, hilalin [yeni ayın] görülmesi ile başlar. Hilali görmeden önce yapılan hesap ile, takvim ile başlamanın câiz olmadığını, (İbni Âbidîn) kıble bahsinde ve (Eşi’at-ül-leme’ât) ve (Ni’met-i islâm) sahipleri bildirmişlerdir. Şaban ayının otuzuncu gecesi, güneş gurup edince, hilali aramak ve görünce gidip kadıya haber vermek, vacib-i kifayedir. Takıyyuddîn Muhammed ibni Dakîk diyor ki, (İctimâ’ı neyyireyn)den 1-2 gün geçmeden, hilal hiç görülemez. (Tam İlmihâl s. 314)
[(Hadîka)nın yüzotuzdokuzuncu sahifesinde diyor ki, (Bid’at sâhibi olanlar, yani itikatta Ehl-i sünnetten ayrılmış olan yetmişiki fırkanın hepsi, (Ehl-i kıble) oldukları, her ibadeti yaptıkları hâlde, adil değildirler. Çünkü, ya mülhid olarak, imanları gitmiştir. Yahut bid’at sahibi olup ehl-i sünneti seb ediyorlar ki, bu da büyük günahtır). (Dürr-ül-muhtâr) şahitliği anlatırken diyor ki, (Müslümanı seb etmek, kötülemek günahtır. Adaleti yok eder. Şahitliği kabul olmaz). Bunun için, Ramazanın, bayramın ve hac zamanının gelmesini ve iftar ve namaz vakitlerini anlamakta ve bütün din işlerinde, mezhepsizlerin sözlerine uymak câiz değildir.] (Tam İlmihâl s. 315)