Cevap:
İftarı akşam namazından önce yapmak müstehab ise de, bir ibadeti bozmak şüphesinden kurtarmak için müstehab terk edilmelidir. Önce akşam namazını kılmalı, sonra iftar etmelidir. Böylece iftar yine, yıldızlar görünmeden önce olur. Yani acele edilmiş olur ve oruç, bozulmak tehlikesinden kurtulur. Akşam namazını vakti çıkmadan, tekrar kılmak mümkündür. Takvim, saat, kandil, top ve ezan yanlış olunca, oruç kurtulmaz.
İbni Âbidîn, namaz vakitlerini anlatırken buyuruyor ki:
“İftar etmek için, güneşin battığını iki adil Müslümanın haber vermesi lazımdır. Haber veren bir kişi olursa da, beis yoktur.”
Görülüyor ki, takvimi hazırlayanın ve iftar topu atanın, ezan okuyanın adil olmaları lazımdır. Adil demek, büyük günah işlemeyen ve küçük günaha alışık olmayan demektir. Bunun için, Ramazanın, bayramın ve hac zamanının gelmesini, iftar ve namaz vakitlerini anlamakta ve bütün din işlerinde, itikadı ve ameli bozuk olanların sözlerine uymak caiz değildir.
***
Sual: İmsak vaktinden önce ve imsakten sonra oruca nasıl ve ne şekilde niyet edilir?
Cevap:
İmsak vaktinden önce oruca niyet ederken; “Niyet ettim, yarın oruç tutmaya” denir. İmsak vaktinden sonra niyet ederken; “Niyet ettim bugün oruç tutmaya” diye niyet edilir.
***
Sual: Camiye giden kimse, yatsının farzı mı yoksa teravih mi kılındığını bilemese, bunun nasıl hareket etmesi gerekir?
Cevap:
Camideki cemaate, namaz arasında yetişen kimse, yatsının farzı mı, teravih mi kılındığını anlayamasa, farza niyet ederek imama uyar. Eğer teravih kılınıyorsa, bunun namazı, farzdan önce olduğu için nafile olur. Çünkü farzdan önce teravih kılınmaz. Hemen farzı yalnız kılıp, teravihin bir kısmını cemaat ile kılar. Noksan kalan rekâtlarını, sonra yalnız kılar. Bundan sonra da, vitir namazını kılar.
***
Sual: Ramazanda bir özür sebebiyle tutulamayan oruçları kaza etmek de farz mıdır ve bunların niyet zamanı da, Ramazan orucundaki gibi midir?
Cevap:
Ramazan-ı şerif orucu, her Müslümana farz olduğu gibi, bir özür sebebiyle tutamayanların kaza etmeleri de farzdır. Kaza ve kefaret orucuna, muayyen olmayan adak oruçlarına fecirden yani imsakten sonra niyet edilemez.
***
Sual: Orucu bozmayan durumlar nelerdir? Oruçlu iken hacamat yapılabilir mi?
Cevap:
Ramazan-ı şerifte veya kaza, kefaret, adak ve nafile oruçlarda, oruçlu olduğunu unutarak yese, içse, cima etse, oruçlu iken uykuda cünüp olsa, uyanık iken bakarak cünüp olsa, tentürdiyot, yağ sürünse, sürme çekse, [bunların rengi, kokusu tükürükte, idrarda belli olsa bile], şehvet ile öpse, gıybet etse, hacamat olsa, istemeyerek ağız dolusu kussa, zorlayarak biraz kussa, kulağına su kaçsa, ağzından veya burnundan boğazına toz, duman, sinek kaçsa, [oksijen gazı tüpü ile sun’î hava verilse, başkalarının içtiği sigaranın dumanı gelerek, ağzına, burnuna girmesinden sakınmak mümkün olmasa], ağzını yıkadıktan sonra ağzında kalan yaşlığı tükürük ile yutsa, gözüne, diş çukuruna ilaç koysa, tadını boğazında duysa bile, bunların hiçbiri orucu bozmaz. Yutmadan yemeğin tadına bakmak, sakız çiğnemek, cünüp olmak şüphesi varken öpmek, serinlemek için yıkanmak bozmazlar ise de, tenzihen mekruhturlar. Sürme ve bıyık yağı kullanmak ve çiçek, misk, kolonya koklamak, orucu bozmadığı gibi, mekruh da değildir. Sürme, bıyık yağı, ziynet için, mekruh olacağı gibi, elde, yakada çiçek taşımak da mekruh olur. Tozlu dumanlı şey koklamak ve çiklet çiğnemek orucu bozar. Misvak, hacamat mekruh değildir.(Tam İlmihâl s. 318)