Cevap:
İbni Âbidîn diyor ki, (Hasta, hastalığının artmasından veya iyi olmasının gecikmesinden yahut şiddetli ağrı gelmesinden veya hasta bakıcı, hastalanarak, onlara bakamayıp helak olmalarından korkar ise, oruç tutmayıp sonra kaza eder. Sağlam kimse, hasta olacağını çok zan ederse ve nehir temizlemek gibi iş yaparken veya devletin emri ile çalışırken, çok sıcak veya soğuk tesiri ile helak olacağını ve [kimsesiz olup hiçbir yerden yardım görmeyen] kadın [nafakasını kazanmak için] çamaşır yıkamak ve yemek pişirmek ile helak olacağını, çok zan ederek anlarsa, oruç tutmaması ve niyetli orucu bozması caiz olur, başka zaman kaza eder. Çok zan etmek, ölüm alâmetlerini görmekle veya kendi tecrübesi ile yahut tabib-i müslim-i hâzıkın haber vermesi ile anlaşılır. Hâzık, mütehassıs, uzman olmak demektir. Kâfir ve fasık, yani büyük günah işlediği bilinen tabibe (doktora) muayene ve tedavi caizdir. Fakat bunların sözleri ile ibadet bozulmaz. Orucunu bozarsa, kefaret lâzım olur. İkrah bahsinde diyor ki, bir uzvun telef olması veya bütün malının gitmesi, şiddetli, işkenceli hapis ve dayak, helak olmağa yol açar). (İmâd-ül-islâm)da diyor ki, (Müslüman mütehassıs tabip bulamazsa, kendi tecrübesi de yoksa, önce bükülmüş kağıt parçasını veya çiğ bir pirinç tanesini susuz yutup, sonra yemeli, ilaç almalı, böylece kefaretten kurtulmalıdır). (Tam İlmihâl s. 319)
***
Sual: Yaraya konan ilaç orucu bozar mı? İlacın sıvı veya katı olması fark eder mi?
Cevap:
(Mültekâ)da ve bütün kitaplarda diyor ki: (Baştaki ve gövdedeki yaraya konulan ilaç, beyne veya sindirim yollarına sızarsa, oruç bozulur. Yalnız kaza lâzım olur). (Mültekâ) şerhinde (Gıdanın, yaradan içeri sızınca, orucu bozduğunu İmâm-ı a’zam söylüyor. İki imam ise, bozmaz dedi. Çünkü, yaradılışta bulunan deliklerden girerse, bozar dedi) yazılıdır. (Merâkıl-felâh) şerhinde, Tahtâvî, bunu güzel açıklıyor.
Diyor ki: (Başta ve gövdedeki yaraya konulan ilacın, sıvı olsun, katı olsun, beyne ve hazım (sindirim) yoluna gittiği bilinirse, oruç bozulur. İçeri gittiği iyi bilinmezse, ilaç sıvı ise, İmâm-ı a’zam bozulur dedi. İki imam ise, içeri gittiği iyi bilinmeyince bozulmaz dedi. İçeri sızdığı iyi bilinmeyen ilaç katı ise, üç imam da, bozulmaz dedi).Bundan anlaşılıyor ki, sızdığı iyi bilinen ilaç, katı da olsa, sıvı da olsa, üç imam da orucu bozar, buyurmuştur. Koldan, bacaktan, her yerden deri altına, adaleye iğne ile yapılan aşı, ilaç enjeksiyonlarının orucu bozacağı, buradan anlaşılmaktadır. (Bahr-ür-râık)da diyor ki, (Zehirli hayvan sokan kimse, ilaç için orucu bozup, Ramazandan sonra yalnız kaza eder.) (Tam İlmihâl s. 318)
***
Sual: Ekin biçmek veya bina yapmak gibi belli zamanda yapılması gereken işlerde çalışması gerekenlerin oruç tutmayıp sonra kaza etmeleri caiz olur mu?
Cevap:
İbni Âbidîn orucu bozanların sonunda diyor ki, (Nafakaya muhtaç kimse, çalışınca hasta olacağını anlarsa, orucu bozar. Ücret ile çalışmağı sözleşmiş ise ve iş sahibi, Ramazanda izin vermiyor ise, kendinin ve ailesinin nafakası mevcut olan, orucu bozmaz. Çünkü, böyle kimsenin dilenmesi haramdır. Kendinin ve ailesinin nafakasına malik değil ise, orucun zarar vermeyeceği başka hafif iş bulması lâzım olur. Hafif iş bulamazsa, işinde çalışarak, orucu bozması caiz olur. Bunun gibi, ekin biçen kimseye Ramazan ayının orucu ziyan verirse, yani oruçtan dolayı, ekini biçemeyip, ekin telef olursa yahut çalınırsa, [veya bina yapılamayıp da yağmurdan yıkılmak tehlikesi muhakkak olursa] ve bunları ücret ile yapacak bulamazsa, oruç tutmayıp, bu işlerini yapmak caiz olur. İş bitince, orucunu tutar ve Ramazandan sonra da, tutamadığı günleri kaza eder. Günah olmaz. Susuzluktan hasta olması, ölmesi muhakkak olan herkes de, orucu bozup, kaza edebilir. Kefaret yapmazlar). (Tam İlmihâl s. 320)