Cevap:
Peygamberlerin söz birliği ile bildirdikleri ve İslâm âlimlerinin bizlere ulaştırdıkları bilgiler, şunun bunun düşünceleri, hayalleri ile yok edilemez. “Âlem, böyle gelmiş, böyle gider” sözü, âlemin kadim, sonsuz olduğunu gösteriyor ki, böyle inanmak küfürdür, imanı giderir. Âlemin yok olacağını inkâr etmektir. Halbuki Kur’an-ı kerim, her şeyin yok olacağını açıkça bildiriyor. İnsanların yok olacağına ve tekrar var olacaklarına inanıyoruz diyenler arasında, bazı kimseler de; “İnsan, toprak maddesinden meydana gelmiştir. Ölünce çürüyüp, yine toprak, su ve gazlar hâline dönecektir. Bu maddelerden bitkiler ve bitkilerden hayvanlar hasıl olmakta, bunları insanlar yiyerek, et, kemik, meni hâline dönmekte ve böylece başka insanlar meydana gelmektedir. Kıyamet kopması, insanların tekrar yaratılması, işte böyle olur” diyorlar.
Bu sözdeki madde değişmeleri elbette doğrudur. Çünkü Allahü teâlânın âdet-i ilahiyyesi böyledir. Fakat insanların tekrar yaratılması böyle olur demek, yanlıştır. Çünkü Haşrı, Neşri ve Kıyameti inkâr etmektir. Kıyamet gününün gelmesi ve ölülerin mezarlarından kalkacakları, bütün canlıların bir meydanda toplanacakları, meleklerin yazdığı kitapların ortaya çıkarılacağı, hesap verileceği, terazinin kurulacağı, müminlerin Sırat köprüsünden geçecekleri, kâfirlerin, inkâr edenlerin Cehenneme düşecekleri ve sonsuz azapta kalacakları, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bildirilmiştir.
***
Sual: Bir şarta bağlı olarak yapılan adak, şart edilen şey olmadan önce yerine getirilebilir mi?
Cevap:
Bir şarta bağlı olmayan nezri, adağı, tayin ettiği zamandan önce yapmak caizdir. Fakat, şarta bağlı olan nezri, adağı ise, istenilen şart hasıl olmadan önce yapmak sahih olmaz.
***
Sual: Şaban ayında bir ay oruç tutacağım diye adakta bulunan bir kimse, bu ayın tamamını mı oruçlu geçirir?
Cevap:
Adı belli bir ayın orucunu adak eden kimse, o ay her gün oruç tutar. Bozduğu günleri ise, kaza eder. Ayın adını söylemedi ise, çeşitli aylarda, bir ay, otuz gün oruç tutar.