Cevap:
Kesb, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızık, mukadderdir. İnsanlar (Müşevveş-üz-zihn) yaratıldığı için, kesb etmek emir olundu. Rızık, maaşa, mala, çalışmağa bağlı değildir. Böyle olmakla beraber, çalışmak lâzımdır. Çünkü, efâl-i ilahiye, sebepler altında tecelli eder. Âdet-i ilahiye böyledir. Fakat, bazen, denenilen sebep elde edilir de, fiil hâsıl olmayabilir. Yahut, sebepsiz de, hâsıl olabilir.
(Kimyâ-i se’âdet) kitabı, üçüncü aslında buyuruyor ki:
Bu dünya, ahiret yolcularının bir konak yeridir. İnsana burada yiyecek ve giyecek lâzımdır. Bunlar ise çalışmadan ele geçmez. Her ân mal kazanmak için uğraşan aldanmıştır. Hem ahiret için hazırlanmalı, hem de dünya ihtiyaçlarını kazanmalıdır. Fakat, bunları da, ahiret yolculuğunda lâzım olduğunu düşünerek kazanmalıdır. (Tam İlmihal s. 787)
***
Sual: En üstün kazanç yolları nelerdir? Müslümanlara hizmet etmek için, vazife istenebilir mi?
Cevap:
En üstün kazanç yolu, silâhla ve kalemle cihaddır. İkinci derecede ticaret, üçüncüsü ziraat, dördüncüsü sanattır. Demek ki, kıymetli kazanç yolu, bu dördüdür. Kazancın beşinci yolu, hizmettir. Yusuf “aleyhisselâm”, Enbiyâ-i ülil-emr-i velebsârdan olduğu hâlde, kulların sıkıntıda olduğunu görüp, hükümet reisi kâfir olduğu hâlde, ona giderek vazife istedi. Böylece, insanlara hizmet etti. O hâlde, kullara hizmet edeceğini bilen ve bunu kendinden başka yapacak kimsenin bulunmadığını gören, bu vazifeye bir zalimin geçmesini önlemek ve Müslümanlara hizmet etmek için, kâfir olan amirden bile vazife istemelidir. Münhal imamlığı, müftülüğü, vaizliği, öğretmenliği, polisliği talep etmelidir. Bir iyilik yapamasa da, hiç olmazsa, Müslümanların zararına çalışmağı önlemek de ibadet olur. Vazifeden istifa etmek de, bunun için, câiz değildir.
(Buhârî)deki bir hadîs-i şerifte buyuruluyor ki, (İnsanın yediklerinin en hayırlısı, iyisi, bileği ile kazanıp yediğidir. Allahü teâlânın Peygamberi Davud “aleyhisselâm” elinin emeği ile kazanıp yerdi). (Tam İlmihal s. 787)