Cevap:
Paleontolojik devirlerde, canlılarda zamanla tekamül görülmekte, fakat bu değişmeler, her cins varlığın kendi içinde olmaktadır. Mesela, dördüncü zamanın yeni tabakalarında "kromanyon" ismi verilen insan iskeleti bulunmuştur.
Bizim iskeletimizden farklı olduğu hâlde, paleontoloji mütehassısları bunlara, ilk insanlar demiştir. Diğer taraftan, üçüncü zaman sonunda yaşayan, "antropoit" denilen ve bugünkülere benzemeyen, maymun iskeletleri bulunmuştur. Antropoloji mütehassısları, bunların maymun olduğunu söylüyor. Fen taklitçileri ise, yaptıkları tercümelerde, kromanyon insanına ve antropoit maymununa, insanın ceddi olan veya insanla maymun arasında geçit teşkil eden fosil diyorlar.
Biyologlar, insan ile hayvan arasındaki farkı, yalnız madde bakımından inceliyor. Halbuki, insan ile hayvanlar arasında en büyük fark, insanın ruhudur. İnsanlarda ruh vardır. İnsanlık şerefi hep bu ruhtan gelmektedir. Bu ruh, ilk olarak, Âdem aleyhisselama verildi. Hayvanlarda bu ruh yoktur.
Maddecilerin, felsefecilerin bu ruhtan haberleri olmadığı için, insanı maymuna yakın sanabilirler. İlk insanların şekli, yapısı, maymuna benzese de, insan insandır. Çünkü, ruhu vardır. Maymun ise hayvandır. Çünkü bu ruhtan ve ruhun hasıl ettiği üstünlüklerden mahrumdur. Görülüyor ki, insan ile hayvan, tamamen ayrıdır.
Aralarında, hiçbir zaman, bir geçit olamaz, birbirine dönemez. Halbuki, hayvanlardan insana en yakın maymun olduğu, asırlar önce, İslam kitaplarında, mesela İbni Haldûn'un “Tarihi mukaddemesinde” ve “Ma’rifetnâmede” yazılıdır.
***
Sual: Evlenecek gençlerin dinî nikâh akitlerini yapmak için mutlaka imamın olması mı gerekir?
Cevap:
Dinî nikâh akdinde imam bulunması, belli şeyler okuması şart değildir. Çünkü bu, "imam nikâhı" değil, "dinî nikâh" akdidir. Evlenecek bir Müslüman, önce gerekli kanuni işleri tamamlar sonra, düğünden önce, İslam nikâhını da yaptırır.
Nikâhta bulunanlara, şeker, meyve veya şerbet gibi tatlı verilmesi, düğünde ise, etli ve tatlı yemek vermek, düğün ziyafetine çağırılınca, yemeğe gitmek, def, davul çalarak düğünü tanıdıklara duyurmak sünnettir.