Cevap:
Cenaze çıkan eve komşuların ve yakında oturan akrabanın, bir gün ve gecelik yemek göndermeleri müstehabdır. Ca’fer-i Tayyâr hazretleri şehit olunca, Resulullah efendimiz bunun evine yemek gönderilmesini emir buyurdu. Ölü evinden yemek, helva dağıtılması mekruh ve çirkin bir bidattir.
Birinci, üçüncü, yedinci, kırkıncı ve elliüçüncü gibi günlerde helva, çörek gibi şeyler yapmak ve kabir başında yemek dağıtmak, hafızları, mevlitçileri toplayıp, okutup yemek vermek mekruhtur.
Bunların çoğu, gösteriş, şöhret için yapılmaktadır. Bu bidatler yapılırken, araya haramlar da karışmaktadır. Bunların yapılmasını vasiyet etmek de batıldır. Kırkıncı günü beklememeli, dua, hatim, sadaka ve mevlit okutmak gibi ibadetler, hemen yapılıp, sevapları meyyitin ruhuna hediye edilmelidir. Camilerde, ölüler için, İslamiyete uymayan toplantılar yapmak günahtır. İbadet şeklinde günah işlemek, başka yerde işlemekten daha günahtır.
***
Sual: Namaz kılarken, secdeyi fazla yapmak, bir yerini kaşımak gibi hareketler, namazı bozar mı?
Cevap:
Namazdan olmayan fazla hareketler, namazı bozar. Rükuyu ve secdeleri çok yapmak ve abdest almaya gitmek bozmaz. Akrep, yılan öldürmek gibi özürlü çok hareketler de bozmaz. Bir elin hareketi üçten az olursa bozmaz. İki el ile bir hareket de bozar denildi. Namaz içindeki tekbirlerde, elleri kulaklara kaldırmak bozmaz, mekruhtur.
***
Sual: Boğulacak veya düşecek olan kimseyi kurtarmak için, başlanılan namaz bozulabilir mi?
Cevap:
İmdat diye bağıran bir kimseyi kurtarmak için, kuyuya düşecek âmâyı, yanacak, boğulacak kimseyi kurtarmak, yangını söndürmek için, başlanılan namaz bozulur.
***
Sual: Camide bir şeyler yemenin, içmenin, konuşmanın ve uyumanın dinen bir mahzuru olur mu?
Cevap:
Camide bir şey yemek, uyumak mekruhtur. Ancak misafir olan müstesnadır. Misafir, camiye girerken itikâfa niyet etmeli, önce tehıyyet-ül-mescid olarak namaz kılmalıdır. Sonra, yiyebilir ve dünya kelamı konuşabilir. İtikâf eden yiyebilir, yatabilir. İtikâf sünnet-i müekkededir. İtikâfı terk etmek, beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz kılmamak gibi olduğu Berîkada yazılıdır.