Cevap:
Konu ile alakalı olarak İmam-ı Gazâlî hazretleri Kimyâ-i se'âdet kitabında buyuruyor ki:
Dünya malından çoğu haramdır diyenler yanılıyor. Haram çoktur, fakat, daha çok değildir. Çok başkadır, daha çok, başkadır. Nitekim, hasta çoktur, tüccar çoktur, asker çoktur, fakat, insanların çoğu değildir. Zalimler çoktur, amma mazlumlar daha çoktur.
İnsanlara, “Muhakkak helal olan, Allahü teâlânın helal bildiği şeyleri yiyiniz!” diye emir olunmadı. Bunu kimse yapamaz. Belki, “Helâl olduğunu bildiğinizi yiyiniz!” denildi. Haram olduğu meydanda olmayan şeyleri yiyiniz denildi ki, bunu herkes yapabilir. Nitekim, Resulullah efendimiz, bir müşrikin testisinden abdest aldı. Hazret-i Ömer, Hristiyan kadının testisinden abdest aldı. Eshab-ı kiram, kâfirlerin verdiği suyu içerlerdi. Halbuki, pis, necis olan şeyleri yemek haramdır. Kafirler, çok kere besmelesiz kesilen veya kesilmeyip başka suretle öldürülen hayvanları yerler. Fakat, pisliği görülmedikçe, temiz deyip yerlerdi. Aldıkları kâfir şehirlerinde, kitaplı kafirlerden et, peynir satın alır, yerlerdi. Halbuki, o şehirlerde Müslüman olmayanlar arasında içki satan, faiz alıp veren ve dünyaya gönül bağlayan yok değildi.
***
Sual: İnsanların, arkadaşların gönlünü almak, kalplerini kırmamak için günah işlenebilir mi?
Cevap:
Arkadaşlarının gönlünü hoş etmeyi niyet ederek, içmediği hâlde içki sofrasına oturmak ve (Amel niyete göre değerlenir) hadis-i şerifini söylemek, doğru değildir. Çünkü niyet, ibadetlere ve mubah işlere tesir eder. Haramlar, günahlar, iyi niyetle caiz olmaz. Kahramanlık göstermek veya para kazanmak için savaşan kimse, cihat sevabı kazanmaz.
Mubahlar iyi niyetle yapılınca, hayır olup sevap kazanılır. Fakat, mümin kardeşinin gönlünü hoş etmek niyeti ile haram işlemek caiz olmaz ve (Mümini sevindireni, Allahü teâlâ sevindirir) hadis-i şerifine uyulmuş olmaz. Ancak zaruret ve fitne uyandırmamak için, içmemek şartı ile içki sofrasına oturabilir ise de, önceden bundan sakınmak lazımdır.