Mevki, makam ve şöhret sahibi olmak arzusu, insanlarda üç sebepten hasıl olmaktadır:Birinci sebep, nefsin arzularına kavuşma isteğidir. Çünkü nefis, arzularının, haram yollardan elde edilmesini ister.
İkinci sebep, kendinin ve başkalarının haklarını zalimlerden kurtarmak, sadaka vermek, hayrat, hasenat yapmak yahut mubah olan, iyi yemek, iyi giyinmek, iyi evlerde oturmak ve çoluk çocuk sahibi olup, rahat, mesut yaşamak veya ibadetlerine mani olacak şeylerden kurtulmak, İslam dinine, Müslümanlara hizmet için mevki, makam sahibi olmak istenir. Bu niyetle mevkiye kavuşurken riya, hakkı batıl ile karıştırmak gibi, İslamiyet’in yasak ettiği şeyleri yapmazsa, farzları vacipleri, sünnetleri terk etmezse, bu kimsenin mevki, makam sahibi olması caizdir, hatta müstehaptır. Caiz ve lazım olan şeylere kavuşturucu sebepleri yapmak da, caiz ve lazım olur.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerimde, iyi insanların nasıl olacağını bildirirken bunların Müslümanlara imam olmak istediklerini de bildirmektedir. Süleyman aleyhisselam, (Yâ Rabbî! Benden sonra kimseye nasip etmeyeceğin bir mülkü bana ihsan eyle!) diyerek melik ve emîr olmak istemiştir. Önceki dinlerden bildirilen ve reddedilmeyen haberler, bizim dinimizde de muteberdir.
Berika’da bildirilen hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:(Hak ve adalet üzere bir gün hâkimlik yapmayı, bir sene devamlı cihad etmekten daha çok severim.)(Bir saat adaletle idarecilik yapmak, altmış sene nafile ibadet yapmaktan daha iyidir.)
Riya, gösteriş ve hakkı batıl ile karıştırarak mevki, makam sahibi olmak caiz değildir. İyi niyetle olsa da, caiz değildir. Çünkü haramları ve mekruhları iyi niyetle yapmak da caiz değildir. Hatta bazı haramların iyi niyetle yapılması daha büyük günah olur. Niyetin iyi olması ibadetlerde faydalı olur. Mubah hatta farz olan bir amel, niyete göre günah olabilir. Günah işleyenin, “Sen kalbime bak! Kalbim temizdir. Allah kalbe bakar” sözünün yanlış hatta zararlı olduğu buradan da anlaşılmaktadır.
Mevki, makam sahibi olmayı istemenin sebeplerinden üçüncüsü, nefsini eğlendirmektir. İnsanın nefsi, maldan olduğu gibi, mevkiden de lezzet almaktadır. Arada İslamiyet’e uymayan işler bulunmazsa, nefsi lezzet aldığı şeye kavuşturmak haram olmaz ise de, takvanın az olduğunu gösterir. Mevki sahibi olmanın bu üçüncü sebebi haram değil ise de, iyi olmadığı için, ilacını bilmek ve yapmak lazımdır.